• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.825
  • ...

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de şer cephesi küresel ve kolektif bir şekilde hareket etmektedir. Türkiye’de bu cephenin başını tam bir asırdır CHP çekmektedir. Herkes, hayata kendi aynasından baktığı için çoğunlukla yanlışlar doğru, haksızlıklar hak ve zulümler düzeni oturtmak diye yansıtılır. Bugün CHP’ye sorsanız bu memleketin asıl sahibi(!) onlardır, memleketin selametini onlardan başka düşünen yoktur. Mustafa Kemal ve İnönü üzerinden oluşturulan bir tabuyla muhalifleri olan herkes de otomatik düşman ve haindir.

Oysa bu CHP’nin dünü ne kadar kirli, zalim ve katliam doluysa bugünü de onu aratmıyor. Sadece bu millet, son elli yıldır onları iktidar yapmadığı için hümanist geçinip, hak arayıcısı propagandası yapıyorlar. 28 Şubat sürecinde Ecevitli ve Baykallı bir koalisyon ortaklığında dahi ülkenin -özellikle dindar insanların- nasıl bir sürek avına maruz kaldığını hepimiz beraber yaşadık ve gördük. Dolasıyla Cemaziyelevvelini bildiğimiz bu meşum zihniyet, kendini allayıp pullamasın. Bütün makyaj, değen bir su damlasıyla dağılıp gider ve sırıtan vahşi yüz ortaya çıkar.

Tek Parti döneminin, 60’lı, 70’li ve de 80’li yılların Türkiye’sinin kanlı ve puslu havasını “Z Kuşağı” diye isimlendirdiği yeni nesle unutturmaya çalışan, elinde başka argümanı olmadığı için sürekli ‘Mustafa Kemal’ güzellemesi yapan CHP’nin argümanlarını bizim çürütmemize gerek yoktur. Kendi içindeki Sabahattin Ali ve benzerlerine yaşattıkları dahi onların bozuk sicili için yeter de artar bile…

Bagajında ve B planında her zaman ‘Kur’an, ezan, namaz ve tesettür’ düşmanlığı olan bu meşum yapı ve zihniyet aynı zamanda Rize’yi bombalayan, Konya’yı kıyımdan geçiren; Dersim’de zehirli gazlarla çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı genç demeden 15 bin insanı katleden; Zilan’ı bir kan gölüne çeviren, Zaza ve Kürt şehirlerini bir enkaza çeviren; Şeyh Sait, İskilipli Atıf Efendi, Erbilli Esat Efendi gibi yüzlerce âlimi katleden; Türkçe bilmediği için 17 yaşındaki bir genci günün asılanları sayısını tamamlamak için idam ettiren, erkeklerin yanı sıra kadınlara dahi yıllarca şapka zulmünü yaşatan, Yunan keferesine ağzın suyu akacak kadar izzet ikram eden ve memleketin yönetimini İngilizlere teslim etmeyi göze alacak kadar zillete bürünen bir zihniyettir.

Bu memlekette bu zihniyetin mağduriyetini yaşamayan yok gibidir. Bunu en iyi Dersimli, Palulu, Bingöllü, Gençli, Hanili, Kulplu, Siverekli ve Diyarbakırlılar inançlarından ve dillerinden dolayı yaşadıkları inkâr, yasak ve zulümlerden bilir. Bunu en iyi Yozgatlı, Rizeli, Konyalı, Maraşlı ve Menemenliler çeşitli karşı çıkışlarından bilir. Siz bugün bakmayın CHP zulmüne maruz kalanların bazılarının çocukları ve torunlarının Stockholm Sendromu yaşayarak celladına âşık olduklarına! Bakın, Dersim katliamında henüz 7 yaşında olan Davut T.’nin anlattıkları dahi zihniyetin fotoğrafını anlamak için yeter de artar bile:

“Tarlaya ağır makineyi kurmuşlardı. Kadın, çoluk çocuk birbirine bağlayıp dizdiler. Taradılar, hepsini yere döktüler. Sonra tüfeklere süngü takıp yerdekileri süngülediler. Çocukları süngünün ucuna takıp tarlaya fırlattılar.”  

Bu zihniyet, hala bile Kani Beko’nun ağzından köylere kadar dahi gidip orta çağ zihniyeti olarak isimlendirdiği 4-6 yaş Kur’an kurslarını kapatmayı hedeflemektedir. Bu zihniyet, çok yakın zamanda bile İnce’nin dilinden Kur’an kurslarının buldozerlerle yıkılacağı, imamların hapse atılacağı tehditlerini savurmaktadır.

Bu zihniyetin, salya sümük sağa sola salvolar yapmasının nedeni onların kötülük üreten kimyalarını deşifre eden insanların çoğalmasıdır. Düne kadar ‘bidon kafalı ve karnını kaşıyan’ olarak niteledikleri halkın birer gerçek aydın ve ahlak portresiyle yalanlarını deşifre etmesi onların aklını başından almaktadır.

Haliyle Kel ve Kılıç Ali’ler, Recep Zühtü, Topal Osman, Abdullah Alpdoğan, Mustafa Muğlalı ve Esat Oktay Yıldıran gibiler ‘idam edilen âlimlerin, suikasta kurban giden muhaliflerin, katledilen beldelerin, kurşuna dizilen köylülerin ve zindan cehennemini yaşayan mazlumların’ failleri olarak CHP zihniyetinin birer ürünüdür. Bu yapı, bugün de çarklarını döndürebileceği bir güç ve zemin bulduğunda emin olun yine böylesi defolu vahşi insanlardan başkasını üretmeyecektir.