EN-NAKBA Yürüyüşü, yeni bir dildir
Dün, sabah binden fazla Yahudi işgalci işgal güçlerinin yoğun güvenlik önlemleri altında El-Mağaribe Kapısı'ndan girerek Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi. Yahudi işgalcilerin Mescid-i Aksa'nın avlusunda işgal rejimi bayrağı açıp ayin yapmaları üzerine yaşanan gerginlik tırmanarak devam etmektedir. Bu alçakça saldırı sonucu onlarca Müslüman yaralandı ve bazı Müslümanlar da tutuklandı.
Bir süre önce ABD resmi olarak Kudüs`ü İsrail`in başkenti ilan etti. Bu tarih de büyükelçiliğini Kudüs`e taşıma tarihiydi. Yine Filistinliler için bilinen ‘en-Nakba/Büyük Felaket` için protestoların yoğunlaştı ve Hamas, aleni direniş çağrısı yaptı. Biz de bu zulme Rabbimizin şahitliği önünde razı olmadığımıza ve zulmün defi için çabalayacağımıza söz veriyoruz.
Filistin`de yarım asrı aşan bir İsrail vahşeti yaşanmaktadır. Ümmetin gözbebeği, onuru ve ilk kıblesi işgal altındadır. Ölümler, kıyımlar, ambargolar dünyanın gözü önünde işlenmektedir. Her geçen yıl Filistinlilerin mazlumiyetini gözlerimizin önünde daha bir canlandırmaktadır.
İsrail, Gazze`yi açık bir cezaevine çevirmiş. Elektrik, su, gıda, ilaç… gibi temel ihtiyaçlar yetersiz bir halde ve bunların karşılanmasına müsaade edilmemektedir. Mısır, Ürdün gibi yerlerden Gazze`ye varan yollar Siyonistler ve işbirlikçileri Suud, BAE, Mısır tarafından bir bir tutulmuş durumdadır.
Her geçen gün Filistinlilerin, Gazze`nin, Mescid-i Aksa`nın “Ey Müslümanlar, imdat eyleyin bize! Yardıma koşun! Kardeşliğinizi gösterin!” çığlıkları kulaklarımızda çınlamaktadır.
Bu çığlıklar, her seferinde dünya Müslümanlarını harekete geçirdi. Ümmet bir yürek, bir vücut olup Filistin`e yardım için, destek için meydanlara, elçiliklere, oraya varan her yola koştu. Ümmetin her tepkisi, her sloganı Siyonist vahşet için bir korku oldu. Bu adımların anlık ve sadece tepkilerden ibaret olması İsrail`i caydırmak için çok güçlü değildi. Haliyle görülmektedir ki İsrail ve ABD`nin anladığı tek dil Hamas ve İslami Cihad`ın intifadası ve diğer Müslüman ülkelerin ekonomik ve siyasi yaptırımlarıdır.
Gazze, izzetle ve direnişle zillete boyun eğmeyi reddediyor; ümitle yollara dökülmüştür. Bir nebze de olsa yanlarında duracak iradeyi bekliyor. Müslüman kardeşlerinin varlıkları ve onlar için attıkları adımlar, özlemle yoğrularak ilmek ilmek yüreklerine işliyor. Zalime “SEN ZALİMSİN!” haykırışını dünya Müslümanlarının dilinden mücadelelerine katık kabul ediyorlar.
En-Nakba yürüyüşü, yeni bir dildir. Bu yeni dil, işgalcinin silahından müzakere masasına damlayan kanı deşifre ediyor. Araplar ve bütün insanlar bilsin ki, Filistinlilerin bu gayreti insanlığın iradesidir. İsrail, Filistinlilere düşmanlıktan önce insanlık düşmanıdır, bütün halkların aleyhindedir. Şimdi dünya, Filistin davasını yeni bir dille, zilleti ve yalanı reddeden; yüzleşmeyi ve haydutların maskesini düşürmeyi hedefleyen bir üslupla okuyor. En-Nakba yürüyüşü, Mesicid-i Aksa savunması, Kudüs`e sahip çıkma duruşu bu amaçladır.
Dünyanın gözünün içine baka baka sırıtan katil Siyonist alçaklık bilmeli ki artık onun bu sırıtışına kimse kanmıyor. Bugüne kadar ellerinden Filistinli Müslümanların kanı damlayan İsrail, Filistinlilere saldırmakla, Mescid-i Aksa`yı işgal ve Kudüs`ü başkent olarak ilan etmekle aslında bütün dünyaya meydan okumaktadır. O halde bize düşen zalimin zalimliğiyle birlikte Müslümanların gafletine dikkat çekmektir. Zalimin zaten işi ortada, şahit oluyoruz!
Peki, “Zalimin zulmünü defetmekle görevli” biz Müslümanlar, üzerimize düşeni yapıyor muyuz?
Siyonist zulme ve dünya istikbarına karşı sesimizi yükseltiyor muyuz?
Sesimizle birlikte Allah`ı razı edecek amellerle görünüyor muyuz?
Belki de Siyonist alçaklığın cüretinin kaynaklandığı nokta da bu eksikliklerdir. Rabbimizin bizden istediği netice değildir. Neticeye varan yolda ihlâsla yürümektir.
Hz. İbrahim`in ateşine su götüren kuşun suyu çok şey değildi; ama kuşun saffı belliydi. Biz tevekkülümüzü doğrulukla ifade edelim. Netice O`na aittir.