• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Kamuoyunu uzun süredir meşgul eden Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağı, yasalaşması amacıyla geçen hafta meclise sevk edildi. Taslak meclise sevk edilmeden önce çok konuşuldu, tartışıldı. Beklentiler dile getirildi.

Aslında ÖMK 2022 yılında yasalaşırken beklentileri karşılamaktan çok uzaktı ve o zamandan beri eğitim camiasında değişikliklere dair beklentiler vardı. Seçim döneminde konu ile ilgili hem hükümetin hem de muhalefetin vaatlerde bulunmasıyla beklenti çıtası iyice yükseldi.

 Sonraki süreçlerde bakanlık tarafından da değişiklikler ile ilgili çalışmaların devam ettiğine dair ara ara yapılan açıklamalar öğretmenleri iyice beklentiye soktu.

Taslak nihayet geçen hafta meclise sevk edildi. Taslağın kamuoyunda oluşan beklentiyi karşılayacağını beklemiyorduk ama beklentilerden bu kadar uzak olacağını da düşünmemiştik. Kanunun adı “Öğretmenlik Meslek Kanunu” ama bir önceki kanuna göre öğretmenlere yönelik herhangi yeni bir kazanım barındırmıyor.

Kanuna yönelik en büyük beklentilerden biri, hükümetin de seçim sürecindeki en büyük vaatlerinden olan uzman ve başöğretmenlik sürelerinin beş yıla indirilmesiydi. Bu madde önceki kanunda yer alan şekliyle onar yıl olarak yer aldı. Geçici maddeyle yirmi yılını dolduranlara verilecek başöğretmenliğe başvurma hakkı muğlak olduğu için muhtemelen on dokuz yıl ve altında görev yapmış olan öğretmenlere yönelik mağduriyetlere sebep olacak.

İl müdür yardımcıları, ilçe müdürleri ve şube müdürlerinin ekonomik hakları başta olmak üzere yöneticilerin özlük haklarına dair herhangi bir madde bulunmamaktadır.

Yine taslakta değinilmeyen konulardan biri de özel sektörde çalışan öğretmenlerdir. Onların haklarına yönelik herhangi bir madde yer almayıp bu konu yok sayılmıştır. Bütün öğretmenlerin devlet okullarına atanamayıp ciddi bir oranının özel sektörde çalışması nedeniyle onların da üvey evlat muamelesi görmeyip bu kanunda yer almasını gerektirirdi.

Aday öğretmenlerin atanma sürecinin akademi eğitimiyle uzatılması ve özellikle bu süreçte on dört bin gibi komik ücretlerin verilecek olması tam bir hayal kırıklığıdır. Öğretmen,  akademide geçireceği süreçte bu ücretle hele ki farklı bir ilde olacaksa barınma ve benzeri giderlerini nasıl karşılayacağı ciddi bir problem olacak.

Taslakta olumlu olarak nitelenebilecek belki de tek konu öğretmene karşı işlenen suçlarda ceza artırımına gidilmiş olması ve bu suçların ertelenemeyecek olmasıdır.

Beklentinin aksine öğretmenlerin özlük hakları ve ek derslerin iyileştirilmesine yönelik de herhangi bir madde bulunmamaktadır.

Ülkelerin geleceğini ve gelişmişlik düzeyini belirleyen önemli unsurlardan biri eğitimdir. Eğitim seviyesinin temel belirleyicisi de öğretmendir.  Ve bu kanun taslağı bu şekilde yasalaşırsa öğretmenleri daha verimli hale getirmeyecektir.

Tıptaki temel kurallardan biri “eğer tedavi iyileştirmiyorsa uygulanmamalıdır” kuralıdır.

Kanun tasarısı meclis genel kurulunda mutlaka yeniden değerlendirilmeli. Hükümetin eğitim dahil hiçbir politikasına hizmet etmeyecek, daha çok maliyenin tasarruf politikalarına hizmet etsin diye hazırlanmış gibi duran bu taslak ya olumlu anlamda revize edilmeli ya da tamamen geri çekilmeli.