• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

İmtihan için gönderildiğimiz şu fani dünyada ölüm; hayatın bir gerçeği olarak karşımızda duruyor. Ölümle bağlantılı şekilde cenaze ve taziyeler de hayatımızın ayrılmaz bir gerçeğidir.

Bireyleşmenin ön plana çıktığı; özellikle herkesin kendi işi ile uğraştığı, herkesin kendi dünyasında yaşadığı günümüzde düğün, cenaze ve taziyeler olmazsa maalesef akraba ve dostlar birbirlerini uzun süre görüp sormayacaklar.

Taziye evleri hem vefat edenin ailesine hem de taziyeye gelenlere büyük rahatlık getiriyor. Batman’da 2016 yılında dönemin Batman Vali Yardımcısı Ertuğ Şevket Aksoy’un Batman Belediyesine “kayyum” olarak atanmasından sonra cenazenin techiz, defin, taziye vb. tüm hizmetler güzel ve düzenli bir şekilde verilmeye başlandı. O dönemde 2 gün öğle yemeği yardımı da yapıldı. 2024 yerel seçimlerinden sonra boşluk oluştuysa da 3 gün boyunca öğle vaktinde 100 kişilik yemek yardımına devam edildi.

Geçen hafta ortada hiçbir şey yokken birdenbire bu konu Batman Belediyesi tarafından gündeme getirilip taziye yemeği yardımının sonlandırıldığı açıklandı. Ve bunu sanki iyilik yapıyormuş gibi sundular. Yahu taziye sahiplerine katkı olan yardımı kesmek nasıl iyilik olabilir? Size kim bu aklı verdi? Tepkiler gelince farklı farklı açıklamalar yapmaya başladılar. Bir defa bu alınan kararın hiçbir geçerliliği yoktur. Belediyedeki toplantıya katılanlar veya katılmayıp isimleri dahil edilenlere toplumu temsil etmiyor. İkincisi bu karar taziye yemeklerini kökten kaldırmıyor. Zaten bunu yapmak mümkün değildir. “Ben yaptım oldu” demekle toplumsal gerçekler değişmez. Taziyeniz olduğunda bakın bakalım yemek lazım mı değil mi? Görürsünüz. Gelenekler zaman içerisinde toplumun kabullenmesiyle değişikliğe uğrar. Zorlamayla, dayatmayla olmaz.

Bölgemizde yapılan taziyelere genelde yakın akrabalar (kadınlar dahil) 3 gün boyunca gece-gündüz orada kalıyor. Bir de çay, hizmet ve temizlik yapan 10-15 gençle birlikte toplamda en az 50 kişiyi bulan taziye sahiplerinin aç bırakılacak halleri yoktur. Bir de şehir dışından taziyeye gelen misafirlere yemek verilmesi şarttır. Halkımız misafirini yemeksiz göndermez. Bu sadece taziyeye has bir gelenek de değil.

Durum bu olunca taziye yemeklerini kaldıralım demenin sosyolojik bir tutarlılığı ve geçerliliği yoktur. Geçmişte büyüklerimiz taziyelere giderken; yağ, şeker, et vs. katkı amaçlı taziyeye götürürlerdi. Bu adet nedense kalktı. Bu görevi belediye yapıyordu ve taziye sahibine destek ve katkı oluyordu. Şimdi bu yardımı kesmek taziye sahibine nasıl iyilik oluyor? Allah’tan bu zevat doktor değil! Yoksa gelen her hastayı “israf” oluyor diye ilaçsız ve operasyonsuz evlerine ölüme gönderirlerdi.

Bir şeyi düzeltme yerine kökten kaldırma girişimi, çözüm yerine kolaycılığa kaçmaktan başka bir şey değildir. Burada yapılacak olan yardımı kesmek ve yemek kalksın demek değil, taziyeye giden mukim kişilere yemek saatinde taziyeye gitmeyin demek olmalıdır. Zaten imamların zamanla yaptıkları uyarılar sonucu toplumda bu kültür oluştu. Artık toplum o saatlerde taziyelere gitmemeye özen gösteriyor.

Sonuç itibariyle toplumu birbirine bağlayan güçlü bağları bir bir ortadan kaldırmaya yönelik planlı adımlara karşı uyanık olalım. Nedense harama yönelik faaliyetler söz konusu olduğunda kimsenin aklına “israf” gelmiyor. Ne zaman dine ve topluma matuf bir şey olduğunda, akıllarına israf vb. bal içinde zehir sunan fikirler geliyor. Bunlara kalsa yarın camileri de israftır diye kapatmaya çalışırlar.

Gazze ve Batı Şeria başta olmak üzere coğrafyamız ateş çemberi içindeyken, insanlarımız kıtlık ve katliamlara maruz kalırken, toplumun can alıcı onlarca sorunu varken bizim uğraştığımız konuya bakın. Bizi sürekli yapay sorunlarla meşgul ediyorlar. Başka sorunumuz yokmuş gibi… Vesselam…