• DOLAR 33.998
  • EURO 37.853
  • ALTIN 2820.801
  • ...

İnsanlık düşmanı israil terör örgütü (İTÖ), karşısında onu durduracak bir güç görmediği için Gazze’de her gün yeni vahşi katliamlar işliyor ve savaşı bölgeye yaymaya ve büyütmeye çalışıyor. Karşısında etkin “sert güç” görmediği sürece de durmayacaktır.

İran, Suriye, Lübnan, Yemen ve Irak’ta istediği zaman istediği yere ABD ile birlikte saldırı düzenliyor ve bunu kendilerine hak olarak görüyorlar. İran’ın, BM kurallarına göre “misilleme hakkı”na ise “İran’ın böyle bir hakkı yok” diyebiliyorlar. Sen kalkıp her gün sivillere yönelik yeni yeni alçakça katliamlar yapacaksın, uluslararası hukuk ve diplomasiyi takmadan İran ve diğer bölge ülke topraklarına saldıracak ve bunu kendinde hak olarak göreceksin ama İran ve Hizbullah’ın misilleme hakkı olmadığını söyleyeceksin. Yapmadığınız alçaklık kalmadı?

İran misilleme yapmasın diye büyük şeytan ABD her zaman yaptığı oyunu tekrarlıyor; esir aldığı bölge ülkelerinin kukla yöneticilerini İran’a göndererek misillemeden vazgeçmesini veya sınırlı tutmasını istiyor. Kimse de çıkıp bunu önce kendine ve İTÖ’ye söyle demiyor. ABD bir taraftan bu oyunu kurgularken diğer taraftan da Mısır ve Katar ile birlikte sözde bir barış planı hazırlayıp 15 Ağustos’ta Mısır veya Katar’da müzakere çağrısı yapıyor. Yine bir “Ateşkes aldatmacası” oyununu yürürlüğe koyuyor ve dünya kamuoyu ile Müslüman halkları oyalıyor. ABD bu planları yaparken öte yandan İTÖ’ye yeni silah ve para yardımı yapmaya devam ediyor. Hâla ABD ve batılılardan medet umanlara şaşırıyorum.

ABD bu oyunları kurgularken İTÖ, aldığı sınırsız destekle insanlık tarihinde görülmemiş kan donduran barbar katliamlara ve kıyımlara aralıksız devam ediyor. Dünya kamuoyu ve Müslümanlar acaba ne zaman harekete geçecek? İTÖ’nün işlemediği hangi suç kaldı? Çiğnemediği hangi kutsal ve kırmızı çizgi kaldı? İnsanlık tarihinde görülmemiş bu vahşi yıkım ve saldırılar karşısında neden etkili bir adım atılmıyor? Halklar, kurumlar ve devletler olarak “yeterince tepki gösterip İTÖ’yü durdurmak için çaba gösterdik mi?” diye herkesin kendine sorması gerekmez mi? Katliamlar durmuyorsa demek ki, yaptıklarımız yetersiz kalıyor ve daha fazla çalışıp çaba göstermemiz lazım. İçinde bulunduğumuz bu hali merhum Sezai Karakoç üstadımız ne güzel ifade etmiş: “Bu dünyada olup bitenlerin olup bitmemiş olması için ne yapıyorsun?”

Evet, bu soruyu yetkili veya fert olarak kendimize soralım. Fakat nedense Gazze için bir şeyler yapma söz konusu olunca kendimizi muaf tutup başkalarının harekete geçmesini bekliyoruz. Efendim neymiş; “Bölge ülkeleri niye harekete geçmiyor?” veya “Araplar niye harekete geçmiyor” ya da “İran niye kabul ediyor” gibi savunmalar ve serzenişler oluyor. Ama biz ne yapıyoruz? Ya da niye yapmıyoruz? diyen yok.   

Vesselam…