• DOLAR 32.549
  • EURO 35.29
  • ALTIN 2467.973
  • ...

Dünya var olduğundan beri belki de hiçbir dönemde bu kısa sürede bu kadar büyük zulüm, vahşet ve soykırım yaşanmadı.

Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı’nın dağılmasından sonra ABD öncülüğünde kurulan “Tek kutuplu dünya düzeni” artık çatırdıyor. Bu düzenin BM ve NATO gibi uluslararası kurumları işlev görmüyor. Uzun süredir ABD’nin başını çektiğini batı hegemonyasına karşı yeni çekim merkezi olmaya aday Çin, Rusya, Hindistan ve İran’ın başını çektiği “Asya ekseni” tek kutuplu dünya düzenine karşı yeni bir eksen oluşturmanın çabasını gösteriyor. Dünya bir kabuk değişikliği hazırlığı ve yeni bir doğumun sancılarını yaşıyor. Daha önce yaşanan 2 dünya savaşında olduğu gibi dünyada büyük bir gerilim ve örtülü savaş var.

Sürekli olarak zaten İslam coğrafyası ve mazlum coğrafyalar saldırı ve işgal altında. Emperyalist projeler marifetiyle ekilen derin ayrılıklar sonucu; iç karşılıklar, askeri darbeler, komşu ülkelerinin birbirine düşman edilmesi, sınır çatışmaları, ırk ve mezhepsel çatışmalar ile meşgul ediliyoruz. İslam coğrafyasında yaşanan savaşlar ve işgaller bilinçli olarak ve israil terör örgütü (İTÖ)’nün varlığı ve güvenliği için devamlı harlanıyor. İTÖ’nün sapkın arz-ı mev’ud ütopyası dahilindeki bütün topraklarda zaten sürekli bir kaos hali var.  

Tek kutuplu dünya düzeninin bozulmasını istemeyen ABD, İngiltere, İTÖ şeytan üçlüsü ve yörüngelerindeki batılı devletler sürekli olarak bu düzene karşı çıkan ülkeleri can yakıcı sorunlarla uğraştırmaya çabalıyorlar.  

Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna savaşı zaten dünyada bir gerginliğe yol açmıştı, lakin orada göçmen ve sığınmacı olanlar ve ölenler sarı saçlı, mavi gözlü olunca dünyanın egemen güçleri hemen harekete geçti ve Rusya’ya her türlü ambargo uyguladılar ve Ukrayna’ya maddi yardım ve silah desteği sağladılar.  

Yaklaşık 9 aydır Gazze Şeridi’nde dünyanın gözü önünde her türlü kitle imha silahları ile dünya tarihinde görülmemiş alçakça katliamlar ve soykırım işleniyor ve işlenmeye devam ediliyor. Lakin ölenler ve soykırıma uğrayanlar sarı saçlı, mavi gözlü değil de Müslümanlar olunca egemen güçler ve kurumları bu zulmü durdurmak bir yana, İTÖ’ye daha fazla Müslüman kanı döksün, daha fazla vahşet ve zulüm işlesin diye yardım ediyorlar.

Rusya’yı Ukrayna ile uğraştırıp güç kaybetmesini sağladıkları gibi; şimdi de Çin’i Tayland ile uğraştırma planına yöneldiler. Bu gerilim yetmezmiş gibi bir de Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki düşmanlık büyütülmeye çalışılıyor. Burada ülkeler birbirlerini ‘nükleer bir savaş çıkabilir’ diye tehdit etmeye ve vazgeçirmeye çalışıyorlar.

Aylardır Gazze’de soykırım ve vahşet uygulayan İTÖ’nün durdurulmazsa, savaşı büyüteceğini ve dünyanın bunu durdurmadığı takdirde büyük bir bela ve musibet ile karşı karşıya kalacağını yazmıştım. İşte şimdi İTÖ, inşallah kendi sonu olacak yeni saldırılara hazırlanıyor. Lübnan’a saldırı bölgesel bir savaşa yol açacaktır. Yönetimlerin aksine Dünyanın her tarafından Müslümanlar savaşmak üzere Lübnan’a akın edecektir.  

Dünya bu kadar gerilimi kaldıramaz. Bu gidiş yeni bir doğuma gebedir. Şimdi düğmeye ilk kim basacak diye merak ediliyor? Düğmeye zaten çoktan basılmış siz farkında değilsiniz. Şu anda yeni ittifaklar kuruluyor. Tek kutuplu dünya düzeni yıkılacak ve yeni bir eksen kurulacaktır. Kimse savaş çıkmasını istemiyor, lakin şer gibi görünen de hayır olabilir ve hayırlı sonuçlar doğurabilir. (Bakara: 216) Savaş olmadan da bu zulüm düzeni yıkılmaz.

Rabbimizden dileğimiz ümmeti koruması ve ümmetin birlik olup İslam adaletini yeryüzüne hâkim kılmasını sağlamasıdır.

Selam ve dua ile…