• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

 Ümmet olarak çok zor dönemlerden geçiyoruz. Ümmet coğrafyasının her tarafında dünya siyonizmi ve batılı emperyalistlerin zamanında ektikleri derin ayrılıklar ve iç ihtilaflar, kukla yönetimler ve dış saldırılar sebebiyle kendimize gelemiyoruz.

Mutlak kötülüğün kaynağı asrımızın deccali siyonizm ve büyük şeytan ABD’nin başını çektiği emperyalist ülkelerin Filistin başta olmak üzere İslam coğrafyasına fiili, kültürel ve ticari emperyalizm ve devşirdikleri “etki ajanları” marifetiyle her koldan ümmete ve aziz dinimiz İslam’ı ortadan kaldırmaya veya en azından etkisizleştirme saldırı ve planları tıkır tıkır işliyor.  

İslam ülkelerinin yönetimleri ve uluslararası kurumlarını ya ele geçirdiler veya “sert güç”, “yumuşak güç” ve “Akıllı güç” stratejileriyle tek tek indirdiler. Dikkat edin israil terör örgütü (İTÖ)’nün etrafında ona “tehdit” oluşturabilecek ülke bırakmadıkları gibi getirdikleri kukla yönetimlerle, kendi halkını konu Kudüs davası, Filistin davası ve Gazze olduğunda baskıyla kontrol etmelerini sağladılar. Geriye kalan birkaç İslam ülkesi de cesaret göstermedikleri gibi, bir araya gelip güç birliği oluşturmayı da göze alamıyorlar. Aksa Tufanı Harekatı’nın yapıldığı günden beri “Neden bir şey yapılmıyor?” diye aylardır içimiz kan ağlayarak bunu düşünüp soruyoruz lakin bir sonuca varamıyoruz. Maalesef bu açıdan bakıldığında durum hiç iç açıcı görünmüyor.

Geçen yazıda İTÖ ve ABD’nin barıştan bahsettiklerinde bunun ardından mutlaka savaş ve katliam geleceğini ve bu oyunları görmemiz gerektiğini yazmıştım. Daha yazımızın mürekkebi kurumadan Gazze Şeridi’nin orta kesiminde yer alan Nuseyrat Mülteci kampına ‘esirleri kurtarma’ bahanesiyle en aşağılık yöntemlerle yüzlerce sivili katlettiler ve bine yakın sivili de ağır şekilde yaraladılar. Görüntüler insanlığın tahammül edemeyeceği şekilde vahşi ve barbarca olmasına rağmen ölenler Müslüman olunca ses çıkaran yok. Aşağılık İTÖ ve ABD teröristleri katliam için yardım TIR’ları kamuflajı ile kampa giriyor. Bir kısmı da kılık değiştirerek yardıma muhtaç ve yerinden edilmiş siviller gibi davranıp halkın arasına sızıyor ve sonra katliamı gerçekleştiriyorlar. Bu aşağılık domuz karakterli teröristler daha önce de aynı taktikle hastaneye sızıp infaz gerçekleştirmişlerdi. Siyonizm mutlak kötülüktür ve insanlığın başına gelmiş en büyük musibet ve beladır. Bundan dolayı bunlar, akla hayale gelmeyecek her türlü vahşet ve kötülüğü sapkın ideolojileri uğruna kendi halkına karşı bile uygularlar. Siyonizm batıl ve kötülüğün kaynağı deccal’in günümüz temsilcisidir. Mutlak kötülük siyonizme karşı ‘mutlak iyilik hareketi’ başlatarak siyonizmin kökünü kurutmalıyız.   

İşin bir de başka boyutu daha var. ABD’nin, sözde “Gazze’ye yardım ulaşsın” diye dünyayı aldatmak için kurduğu bir liman vardı. O limandan hareket eden ABD askerleri İTÖ ile birlikte bu katliama imza attılar. İlk günden beri yaşanan bütün insanlık suçları, savaş suçları ve soykırımdan ABD yönetimi birebir sorumludur.

Dikkatimizi celbeden bir başka konu da şudur ki; Batı ülkeleri halklarında sivillere, çocuklara ve kadınlara yönelik yapılan vahşi katliamlar karşısında oluşan duyarlılık nedense İslam ülkelerinde daha cılız kalıyor. Yasaklama, tutuklamalar ve kariyerlerinin ellerinden alınmasına rağmen vicdanlarının sesine kulak veren batı toplumu sürekli nümayiş halinde iken ve büyük protestolar yaparken, Yemen hariç İslam ülkelerinde neden bu duyarlılık yok? Vicdanları onları harekete geçirirken neden bizim imanımız bizi harekete geçiremiyor? Hadi vicdanımız köreldi ya imanımıza ne oldu? Kendimize gelip iman ve vicdanımızın gereğini yapmazsak iman sancağına layık olmadığımızdan ALLAH (Celle Celaluhu) bu sancağı hakkıyla taşıyacak nesiller yaratacaktır. Vesselam…