• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu’ndan bu yana israil terör çetesi Gazze Şeridi’nde sivillere yönelik her türlü insanlık ve savaş suçunu ABD ve batılı emperyalist devletlerin koruması ve kalkanı altında dünyanın gözüne sokarak işlemeye devam ediyor.

8 ayın dolduğu ve her türlü alçakça katliam ve soykırıma imza atan israil terör örgütü (İTÖ) ve baş destekçisi ABD kıyama kalkan dünya vicdanının sesini kısmak için her daim yeni oyunlar ve hileler ile şeytanlıktan vazgeçmiyor. Tepkilerin zirveye çıktığı bir noktada bir bakıyorsunuz ki; hemen özellikle büyük şeytan ABD kaynaklı bir açıklama ortaya atılıp “son dakika” diye servis ediliyor ve ‘Gazze’de ateşkes anlaşması’ ve ‘Taraflar ateşkesi kabul etti’ diye haberler peşi sıra gelmeye başlıyor. Dünya halklarını ve vicdanını bir süre böyle oyaladıktan sonra bunun yeni katliamlara zemin hazırlamak için bir oyun olduğunu geç de olsa anlıyoruz.

Şunu iyice bilmeliyiz ki ne zaman İTÖ ve ABD ateşkes veya barıştan bahsetse bilmeliyiz ki, bunun ardından yeni katliamlar gelecek. Ne zaman bunlar barıştan bahsetseler aslında bunun savaş ilanı olduğunu bilmeliyiz. Zaten bunu bölgemizde onların yerel temsilcilerinden çok iyi biliyoruz. ABD ve avanesi ne zaman bir yere sözde “demokrasi” götüreceğiz derse oraya katliam ve talan götürmüştür. Artık onların dilinden anlamalıyız. Ne söylediklerinde aslında neyi amaçladıklarını ve ne yapacaklarını idrak etmemiz gerekir. 

Bu oyunları fiili olarak maalesef sivillerin alçakça bombardımana tutularak, bedenlerin yakılarak ve parçalanarak katliamlara tabi tutulmalarıyla görmeye devam ediyoruz. Bu katliamlar “Made in USA” denilecek katliamlardır. ABD’nin ve diğer batılı emperyalistlerin silahı, her türlü açık desteği ve yol vermesiyle yapılan katliamlarıdır. Katliamlar onların elleriyle yapılırken arada ateşkes söylemleri ile insanlığın uyanışını sekteye uğratmak istiyorlar. Yoksa hiçbir zaman mazlumlardan yana olmadılar olmayacaklar.

İşte geçen hafta ABD’nin sözde başkanı baş terörist Biden, sözde 3 aşamalı yeni bir anlaşmadan bahsetti ve İTÖ’nün de bunu kabul ettiği işgal medyası tarafından yazıldığı ajanslara düştü. Daha önce olduğu gibi İTÖ için bu yeni katliamlar için bir fırsattı ve Gazze Şeridinin orta kesimi ve güneyinde 2 mülteci kampını vurdu ve onlarca sivil şehid edildi. Bu yetmedi İTÖ Suriye’ye de hava saldırısı düzenledi. Daha önce de yazdığım gibi İTÖ hiçbir şekilde durmayacak ve bu kirli savaşı bölgeye yaymak için her türlü kahpece saldırılardan geri durmayacaktır. Bir taraftan dünya kamuoyunu ‘ateşkes’ diye oyalarken diğer taraftan Lübnan ve Suriye’ye saldırıyor ve savaşı büyütme planı yapıyor. Zaten İTÖ sözcüleri bunu gizleme gereği bile duymuyorlar. İnsanlık ağır bir imtihandan geçiyor; ya bu zulmü durduracak veya bu zulüm ateşi bütün dünyayı saracak ve yakacaktır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan hafta sonu yaptığı konuşmada, işgal rejiminin Gazze'de gerçekleştirdiği soykırım ve katliama dikkat çekerek, işgal rejimi sözde Başbakanı Netanyahu için, "Bölgemizi ve tüm dünyayı felakete sürükleyen Netanyahu denen bu barbara, bu hayduda, gözünü kan bürümüş bu muhterise artık dur denilmelidir." dedi.

ABD ve İTÖ’nün durması için karşılarında caydırıcı bir güç olmalıdır. Netanyahu katiline “Netanyahu yeter yahu” diyecek dirayetli ve cesur liderlere ihtiyacımız var. Artık konuşma değil, fiili olarak harekete geçme zamanıdır. Müslüman ülkeler bir araya gelip bu zulme son vermelidirler. Aksi halde katliamlar artarak devam edecektir.

Selam ve dua ile…