Sözün Bittiği Yerdeyiz!
Gazze’de mazlumların kanı üzerinden 8 aydır dünyanın gözü önünde görülmemiş bir vahşet ve soykırım sergileniyor. Ve Dünya bu zulüm sarmalı içerisinde olanları kanlı bir tiyatro şeklinde izliyor.
7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridinde terör rejimi ve destekçileri, her türlü insanlık dışı abluka, kıyım, vahşet ve katliamlara her gün bir yenisini ekliyor. Büyük şeytan ABD ve batılı emperyalistlerin sınırsız desteği ve koruması altında her türlü vahşeti sergilemekten çekinmeyen israil terör örgütü (İTÖ) dünya kurulduğundan beri görülmemiş kanlı zulüm ve kıyımları işlemekten geri durmuyor. Bu vahşet ve zulümlerinin asıl faili İTÖ’ye yol veren ABD ve ona her türlü desteği ölçüsüzce veren batılı emperyalist ülkelerdir. Eğer ABD ve batılı emperyalistlerin sınırsız bir şekilde silah, teçhizat, teknoloji ve koruma kalkanı olmazsa İTÖ bu katliamları işlemeye hiçbir şart altında bırakın yapmayı, düşünmeye bile cesaret edemezdi.
Geçen hafta Uluslararası Adalet Divanı’nın, Refah’a yönelik saldırıların derhal durması için “ihtiyatı tedbir kararı” ile Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)’nin baş terörist Netanyahu ve Galant için verdiği yakalama kararlarının ne İTÖ ne de ABD üzerinde bir etkisi olmadı. Bu arada şunu da gözden kaçırmayalım: UCM’nin kararı ne şiş yangın ne kebap kabilinden bir karar. Zalim ile mazlumu, hunhar vahşi katiller ile mazlumca kanı dökülen maktulü aynı kefeye koyan bir yaklaşım ile İTÖ ile Hamas’ın yöneticileri hakkında aynı kararı verdiler. Bu skandal karara rağmen baş terörist ve soykırımın baş müsebbibi eli kanlı bebek katili Joe Biden, “Yakalama kararı başvurusu utanç verici. Bu başsavcı her ne karar alırsa alsın İsrail ile Hamas'ı bir tutmak mümkün değildir. İsrail'in güvenliğine yönelik tehditlere karşı daima onun yanında duracağız.” dedi. Vahşetin ilk günlerinde bölgeye gelince “ben buraya bir Yahudi olarak geldim” diyen savaş suçlusu Blinken’de, “Yakalama kararı açıklamasını temelden reddediyor. Başsavcı'nın, İsrail ile Hamas'ı eşit görmesini reddediyoruz.” diyecek kadar insanlıktan çıkmışlar. Üstelik savaş suçlusu Netanyahu’yu ABD Temsilciler Meclisi Başkanı, kongre ortak oturumuna “onur konuğu” olarak davet etti. Sizin onurunuz işte bu kadar!
Savaş suçlusu soykırımın baş failleri İTÖ’ye verdikleri karşılıksız ve ama’sız destek sonucu İTÖ önceki gece siviller için güvenli bölge dediği ve üstelik BM korumasında olan sivillerin kaldığı çadır kenti 8 füze ile bombaladı ve ilk belirlemelere göre 50’den fazla sivil, kadın ve çocuk yanarak şehid oldular. Katliamda kafası kopan bebek görüntüleri gibi tahammül edilemeyecek ve Arş-ı Âla’yı titretecek görüntüler maalesef en vahşi şekilde yaşandı ve ümmet bu kafada olduğu sürece yaşanmaya devam edecek. Hamas ve İslami Cihad yaptıkları açıklamada yaşanan bu vahşet ve katliamdan ABD ve İTÖ’ye destek ve yeşil ışık yakan Avrupa ülkelerini sorumlu tuttular.
Bu alçak şeref yoksunu vahşi yaratıklar, soykırım ve insani kıyıma açıktan bu kadar arsızca ve pervasızca destek verirken, Müslüman ülkeler ve uluslararası kurumları ise sadece “kınama” ile yetiniyorlar. Maalesef elinde güç olanlarda vicdan, vicdan olanlarda ise güç yok.
Yaşanan bu abluka, sivillerin bile bile yakılarak, parçalara ayrılarak öldürülmeleri ve açlığın silah olarak kullanılması gibi acımasız bir ortamda sözün bittiği yerdeyiz. Artık söz değil, Müslümanların ümmet olarak güç birliği yapıp bu insanlık tarihinin gördüğü en zalimane kirli savaşına son vermelidir. Gazze’de mazlumların kanı ve şanlı direnişi elbette zulüm düzenlerini yıkacaktır.
Selam ve dua ile…