• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

6 Şubat’ta yaşanan 2 büyük yıkıcı depremin üzerinden bir ay geçti. 20 Şubat’ta Hatay’da yaşanan 6.4’lük depremle birlikte binlerce artçı sarsıntı ve farklı illerde yaşanan büyük depremler ile ülke olarak deprem psikolojisini ve deprem fırtınasının etkilerini yaşamaya devam ediyoruz.
Deprem bölgesinde iyileştirme ve yaraların sarılması çalışmaları devam ediyor. Yaşanan büyük yıkımdan sonra ülkenin farklı illerine yoğun göç oldu. AFAD, Kızılay, İHH, Umut Kervanı ve Yetimler Vakfı gibi kurum ve gönüllü kuruluşların yardım çalışmaları devam ediyor. Tabi zaman geçtikçe deprem bölgesi ve depremzedelerin ihtiyaçları farklılaşıyor. İlk günlerde olan sıcak ilginin haliyle gün geçtikçe azalma eğiliminde olduğu görülüyor.
Asrın afeti olarak nitelenen ve karasal en büyük depremin yıkıcı etkisi bir aydır ülke gündemindedir ve resmi ve gönüllü yardım kuruluşları adeta feveran edercesine halka ve hayırseverlere, sorunların halen devam ettiği ve yardımların devam etmesi gerektiği çağrısını ısrarla yapıyorlar. Depremzedelerin hem gittiği illerde hem de deprem bölgelerinde yardımlara devam edilmesi gerekiyor. Bunun için deprem gündeminin sıcak tutulması gerekiyor. İlerde aynı sorunlarla tekrar karşılaşmamak için gerekli adımlar ve makro planlar yapılmalıdır.
Deprem sorunu ile ilgili olarak geçtiğimiz cuma günü Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde bilim adamlarının ve yöneticilerin katılımıyla Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı bünyesinde olan 9 Kurula ek olarak ‘Afet Yönetimi Politikalar Kurulu’ oluşturacağız" dedi. Tam devlet işi ciddiye aldı deprem ile ilgili korona benzeri “Deprem Bilim Kurulu” kuruluyor ve deprem gerçeği ile yaşama ve atılması gereken adımlar cesurca atılacak. Fay hattı üzerine şehirler kurulmayacak, sağlam konutlar yapılacak, kentsel dönüşüme ağırlık verilecek vs. şeklinde müsbet düşünce oluşmaya başlamışken, birdenbire birileri ülke gündemini değiştirmeyi başardı.
Daha depremin ilk günlerinde insanlar enkaz altındayken, deprem bölgesine giderek çalışmalara destek olacaklarına, seçim hesabı yapan ve depremden siyasi rant devşiren zavallı siyasetçilerin halka hiçbir faydası zaten olmazdı. Depremin yıkıcı etkisi devam ederken ve insanlar can derdindeyken koltuk sevdasına dalan muhteris siyasetçiler, önce “seçimi sakın ertelemeyin ha!” demeye başladılar. Sonra da tüm ülke depremin yaralarını sarma derdindeyken, birdenbire “Altılı Masa” adıyla bir araya gelen partiler arasında yaşanan sorun, deprem gündeminin önüne geçti. Koca koca haber kanalları, TV’ler, gazeteler, haber siteleri, ajanslar, “bir deli bir kuyuya bir taş atmış kırk akıllı çıkarmaya çalışıyor” misali günlerdir canlı yayınlarla en ufak ayrıntıları, dedikoduları, duyumları izleyicilerine aktarmaya çalışıyorlar.
Daha depremler devam ediyor ve halen yakınlarını arayan depremzedeler var ve sorunlar ve ihtiyaçlar devam ederken, ülkenin gündemine bakın! Neymiş, halk merak ediyormuş? Kim kime ne demiş? Masa nasıl dağıldı? Neler yaşandı? Gibi sorularla ülke gündemini meşgul etmeye devam ediyorlar. Sanki haber kanalları değil, magazin programı yapıyorlar. Yetmiyor bir de futbol yorumcuları gibi, “o öyle yaparsa bu böyle yapacak” gibi tahminlerle gündemi kirletiyorlar.
Deprem bölgesinin devasa sorunları ortadayken insanların acıları halen taze ve depremler devam ederken; bunları ötelemek ve seçim hesabı ile seçimi gündem yapmak kadar utanç verici bir durum olamaz. Seçim takvimi zaten kendi mecrasında işliyor ve günü gelince herkesin hesabı ortaya dökülecek. Depremin yol açtığı tahribatın vahameti ve acılar ortadayken; bu sefil düşünce tarzıyla haber ve yorumlar yaparak, acılı insanlarımızı daha fazla üzmekten vazgeçin. İnanın halk kimin aday olmasıyla ilgilenmiyor? Halk can derdinde, siz ise post derdindesiniz. Halk size şunu söylüyor: “Batsın sizin gündemiz de seçiminiz de…”
Bu yetmedi ülke olarak bütünleştiğimiz ve kardeşliğin zirve yaptığı bir ortamda Bursaspor-Amedspor maçında yaşanan ırkçı slogan ve saldırılar birlik ve kardeşliğe yapılan saldırıdır. Irkçı saldırılar dışında bir de JİTEM’in kirli aktörlerinin posterlerinin açılması olayı sıradan bir olay olarak görülemez. Bu alçakça saldırı “Toplumsal fay hatlarının” kırılması ve ülkeyi kaosa sürüklemeye yönelik planlı, ciddi bir provokasyon olarak görülmeli ve en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
Selam ve dua ile…