• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Aralık 2019’dan beri dünyayı etkisi altına alan korona belası ile dünya çapında yaşanan kısıtlamalar, kapanmalar ve üretimin sekteye uğraması ile küresel çapta ekonomik kriz yaşandı. Yaşanan kuraklık, afetler ve son olarak ta Rusya-Ukrayna savaşı ile de dünya genelinde ve ülkemizde gıda krizi, enflasyon, yüksek fiyat artışları ve ekonomik kaos meydana geldi.

Hükümet bu konuda sürekli olarak durumun düzeleceğini söylese de yapılan zamlar ve ekonomik sorunlar azalma yerine artmaya devam ediyor. Zam yapmak için pusuda bekleyen özel sektör ve kamu kurumları bazen petrol fiyatlarını, bazen altın ve doların yükselişini, bazen de savaş nedeniyle gıda arzında yaşanan sıkıntıyı bahane ederek fırsatçılık yapmaktan geri kalmıyorlar.

Bu konuda hükümetin özel sektöre söz geçirememesi bir yana, kurumlar eliyle sürekli yeni zamlar yapıyor. Hükümet kendi kurumlarına söz geçiremiyorken özel sektöre nasıl söz geçirecek?

Stokçuluk, karaborsacılık, fırsatçılık ve pahalılık sorunu neden çözülemiyor? Bu sorunu hükümet çözmeyecekse kim çözecek? Dünya siyonizmi ve küresel emperyalizme “One minute” çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu fırsatçı ve komplocu kesimlere neden “One minute” çekmiyor? Neden bir çözüm getirilmiyor?

Daha önce de yazdığım gibi: Sorun sadece hükümet mi? Meclisteki muhalefet ve ittifak ortakları ne yapıyor? Bir çözümleri var mı? “Erdoğan gitsin her şey düzelecek” tekerlemesinden başka bir şey sundukları yok. Ülkemizde sadece iktidar değil, aynı zamanda muhalefet sorunu da var.

Asıl sorun; hükümetin beceriksizliği veya krizi yönetememesi değil. Asıl sorun “Kapitalist Ekonomik Sistem”dir. Dünyanın başına bela olan bu sistemden ve düzenden beslenen iktidar ve muhalefet partileri sorunun kaynağı olan bu sistemi ve onun ürünü olan ve tabu haline getirilen “Serbest Piyasa Ekonomisi”ni hiç gündeme almıyorlar. Dünyaya egemen olan güçler, bu sistemi insanlığa kurtarıcı olarak tanıtarak sömürüyor ve böylece kendilerine bağımlı olmalarını sağlıyorlar.

Sorunun asıl kaynağının “Kapitalist Ekonomik Sistem” olduğunu sadece HÜDA PAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu gündeme getirdi. Sayın Yapıcıoğlu, farklı zamanlarda basına yaptığı açıklamalarda: “…Tüm bu tartışmalar ve yaşanan krizler ‘Serbest Piyasa Ekonomisi’ içerisinde gerçekleşiyor. Bilmek gerekir ki kriz üretmek kapitalizmin tabiatında vardır ve esasında kapitalist ekonomi sistemi krizlerin nedenidir. Bu sistemin tabii ve belki istenen sonucu olan ekonomik krizler büyük sermaye sahiplerince fırsata dönüştürülmekte, bir avuç azınlığın elinde toplanan servet, baskı, şantaj ve manipülasyon aracına dönüşmektedir… Mevcut ekonomik sistemin dayandığı vahşi ilkeler tartışılmadan sadece belli aralıklarla nükseden sonuçları tartışmanın çare olmadığı artık görülmelidir… Gerçekçi ve kalıcı bir çözüm için sorunun kaynağına inilmeli ve sistem değişikliğine gidilmelidir. Bu kapitalist ekonomik sistem, belli periyotlarla kriz üretiyor… Çare bu sistemi terk etmektir…” Şeklinde uyarılarda bulunup çözüm yolunun Kapitalist sistemden kurtulmak olduğunu defaatle belirtti.

Evet, Mekkeli müşriklerin tapınmak için helvadan put yapmaları ve acıkınca yemeleri olayı gibi, “Kapitalist Ekonomik Sistem” ve uzantısı olan “Serbest Piyasa Ekonomisi” egemen güçler eliyle birer “tabu” ve “put” haline getirildi ve tartışılmasına izin bile vermiyorlar. Sözde piyasanın canlanması, ürün çeşitliliği, özel sektör ve rekabet ortamının olması gibi süslü sloganlarla yıllardır dünyayı kandırıp sömürge düzeninin kulu yapıyorlar. Gerçekte ise rekabet ve bolluk değil; stokçuluk, fırsatçılık, karaborsa ve devletin kontrolünün olmadığı, isteyenin istediği gibi fiyat artırdığı ve denetimin piyasaya havale edildiği bir sistemin ne bize ne de insanlığa bir faydası yoktur, olmadı, olmayacaktır. Sorunun kaynağına inilmeden, sorunun temeline el atmadan hiçbir sorun çözülemez. Kapitalizmin helvadan yapılan bu putu yıkılarak İslam’ın öngördüğü üretime dayalı adil bir sisteme geçilmelidir. Aksi takdirde bu gidişle sosyal patlamaların önü alınamaz. Vesselam…