• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

 

İklim değişikliği, çevre sorunları, küresel ısınma, kuraklık, artan nüfus vs. gibi sorunlar gündeme getirilip yakın zamanda insanlığın büyük bir “su sorunu” yaşayacağı ve bunun sonucunda “su savaşları” çıkacağı uyarısını uzmanlar ve bilim adamları uzun süredir yapıyordu.

Aralık 2019’da Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı esir eden Kovid-19 salgını, üretim ve tedarik zincirine büyük bir darbe vurdu. Dünya üretim, tedarik ve ticareti henüz toparlanmamışken, 24 Şubat 2022 günü Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi sonrası gıda krizi ve tedariki ile ilgili sıkıntılar daha güçlü olarak konuşulmaya ve gündem olmaya başladı.

Bir tarım ülkesi ve önemli bir buğday üreticisi olan Ukrayna, dünyanın en büyük 5'inci buğday ihracatçısı konumunda bulunuyor. Rusya ve Ukrayna küresel buğday üretiminin yüzde 14'ünü, küresel buğday ihracatının ise yüzde 29'unu karşılıyor.

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması dünyada var olan gıda krizini daha da derinleştirdi. Geçen hafta BM Genel Sekreteri Guterres, BM Güvenlik Konseyi brifinginde, Ukrayna ve Rusya'dan buğday ithalatına bel bağlayan ülkelerin sorun yaşayabileceğine dikkat çekerek, "Mısır, Lübnan, Libya, Somali, Sudan ve Yemen dâhil çok sayıda ülke buğdaylarının en az yarısını Ukrayna veya Rusya'dan ithal ediyor. Gıda, yakıt ve gübre fiyatları hızla yükseliyor, tedarik zincirlerinde aksaklıklar yaşanıyor" diye durumun vahametini oraya koydu.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’da, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle küresel gıda krizi yaşanacağı uyarısında bulundu.

Küresel gıda üretimi ve tedarikinde önemli rol oynayan Rusya ve Ukrayna’nın savaşı dolayısıyla bazı ülkeler, iç piyasalarını korumak için stratejik olarak gördükleri bazı gıda ürünlerinin ihracatını durdurma ya da kısıtlama yoluna gitti.

Yaşanan pandemi sürecinde bütün dünya aslında temiz su ve gıda temini sorununun ne kadar önemli ve insanlık için olmazsa olmaz hayati bir mesele olduğunu geç de olsa anladı. Ülkelerin kendilerini korumak için silah ve sanayi sektörüne önem verdiği kadar hatta daha fazla gıda konusunu bir “Milli güvenlik meselesi” olarak görmeleri, bu soruna önemle eğilmeleri ve gerekirse tarımda “olağanüstü hal” ilan edilmesi gerekir.

Çiftçilerin tarıma teşvik edilmesi yetmez, aynı zamanda, piyasada fırsatçılık ve stokçuluk yapanlar ile de etkin bir mücadele yapılmalıdır. Bu kesimlerin hem çiftçinin emeğini sömürmesine hem de vatandaşa yüksek fiyatla satışına engel olunmalıdır. Her gün bir gıda ürününü piyasadan çekerek fiyatları yükselten fırsatçılara ivedilikle engel olunmalıdır.

Şimdi gıda ve su konusunda, tüm ülkeler daha ciddi düşünmeye başladı. Durum böyle devam ederse yakın gelecekte muhtemel bir gıda ve su savaşı tehlikesi ile insanlık karşılaşabilir. Pandemi sürecinde başka ülkelerin tıbbi malzemelerine cebren el koyan medeni (!) Avrupa ülkelerini gördük. Yakında gıda sorununda da aynı manzara ile karşılaşabiliriz. 

16 Şubat’ta Batman’da basınla bir araya gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu,  “Diğer girdilerde yani hem tohum hem tarımsal ilaç hem gübre hem de akaryakıt fiyatları bu kadar artmışken çiftçi gerçekten mahsulünü sattığında giderlerini karşılayabilecek mi diye ciddi ciddi düşünüyor. Eğer bir tedbir alınmazsa önümüzdeki dönemlerde çiftçilerimizin bir kısmı toprağını ekip biçmekten vazgeçebilir. Bu da zaten çok yüksek olan gıda fiyatlarının daha da yükselmesi demektir. Arkasından sosyal patlamaların olması da beklenen bir şey demek herhalde abartı olmaz.” Uyarısında bulunmuştu.

Önceki gün AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım bir toplantıda Rusya ile Ukrayna savaşı üzerinden değerlendirmelerde bulunarak, "Rusya ve Ukrayna dünyanın tahıl ihtiyacının yüzde 60'ını karşılıyor. Şimdi bunlar yok, bunlar olmayınca ne olacak? Gıda, tarım ürünleri önemli hale gelecek. Sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde gıdaya erişimde sorunlar yaşanacak. Bunun farkındayız öncü göstergeleri görüyoruz ve gerekli tedbirleri de hükümetimiz alıyor… Birkaç konuşmamda tarıma çok dikkat çektim, vatandaşlara dedim ki ekin, deliler gibi ekin, dağı, taşı ekin. Merak etmeyin devletimiz sizin maliyetlerinizi biliyor, gereken desteği verecek. Yeter ki siz ekin çünkü artık gıda petrolden de altından da önemli hale geldi" şeklinde konuştu.

Evet, vaziyet karşısında yapılması gereken tarım politikalarının gözden geçirilip, dışarıya bağımlı olmadan kendi üretimimizi kendi kaynaklarımızla sağlamak olmalıdır. Bunun artık stratejik bir hamle olduğu bilinmeli ve çiftçiler mali hesap yapılmadan desteklenmelidir. Girdi fiyatlarının artışından dolayı üretim yapmaktan vazgeçen çiftçiler ve hayvancılıkla uğraşanlar kazanılarak üretime teşvik edilmelidir. Aksi halde çok büyük krizlerle karşı karşıya kalacağız.

Selam ve dua ile…