• DOLAR 34.654
  • EURO 36.373
  • ALTIN 2928.244
  • ...

Ümmet olarak içinde bulunduğumuz dağınıklık, parçalanmışlık ve perişanlığa baktığımızda içimiz kan ağlıyor. Bölgemiz ve İslam coğrafyasına baktığımızda maalesef Müslümanların birbirlerini dinleme, tahammül etme, katlanma, sabretme ve dayanışma konusunda imtihanı geçemediğini görüyoruz.

Müslümanlar olarak İslam çizgisi ve “ümmet bilinci” fikriyatından uzaklaştığımızdan İslam kardeşliğini tesis edemiyoruz.

"Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkup sakının umulur ki esirgenirsiniz" (El-Hucurat, 10) Ayeti kerimesinde Allah'u Teâlâ'nın sadece müminleri kardeş ilan ettiği gerçeğini neden görmüyoruz? Müslümanların birbirlerine kardeş olmaları, birbirlerini korumaları, birbirlerine destek olmaları, sadece birbirlerini dost edinmeleri ile ilgili yüzlerce ayet ve hadisi şerif varken bunların hiç birini neden dikkate almıyoruz ve birbirimize neden kardeşlik nazarıyla bakmıyoruz?

Emperyalist güçler ve dünya siyonizmi, kukla ve uşakları ile İslam’ı ve Müslümanları ortadan kaldırma adına her türlü oyun, hile ve baskı argümanını kullanma yoluna giderken, biz neden birlik halinde olamıyoruz? Bütün şer güçleri bize, biz de birbirimize düşmanlık yapmaktan neden geri durmuyoruz?

Oysa İslam’ı hakkıyla idrak edersek, kafir ve zalimlere karşı Al-i İmran 103’te buyrulduğu gibi Allah’ın dinine-kitabına sımsıkı sarılırsak kim bizlerle baş edebilir ki? Uyduruk ihtilafları terk ederek; bir binanın tuğlaları, bir vücudun azaları şeklinde birlik ve dayanışma içerisinde olursak, şeytan ve şeytanın avenesi bizlerle baş edemez. Ancak ayette uyarılmamıza rağmen günümüzde olduğu gibi birbirimizle çekişip ayrılırsak gücümüz kuvvetimiz gider ve böyle darmadağın oluruz. 

Asrı Saadet dönemi ve sonraki dönemleri incelediğimizde Müslümanların her türlü sıkıntı ve saldırıları iman ve imandan aldıkları İslam kardeşliği şuuruyla birbirlerine sarılmaları ile üstesinden geldiklerini görüyoruz.  Hucurat 10’da kardeşlik sadece Müminlere hasrediliyor. Mümin olamayanların kardeş olamayacakları gibi, müminlerin de İslam düşmanları ile hangi amaç ve menfaat için olursa olsun kardeşlik ve dostluk kuramayacakları benzeri birçok ayette belirtilmiştir.

Müslümanlar olarak bizler kendi şahsi, bölgesel ve sözde “milli çıkarları” bir tarafa bırakarak “ümmet bilinci” ile kardeşlik hukuku çerçevesinde hareket etmeliyiz. Müslümanları bırakıp İslam düşmanı oluşum ve devletleri dost edinemeyiz. Al-i İmran 128 gibi birçok ayette yasaklanmasına rağmen aksini yaptığımızda; Allah’ın yardım ve rahmetinden mahrum kalıp, İslam düşmanlarının esiri ve oyuncağı durumuna düşeriz.

İmani şuur ve İslam kardeşliği bilincinden uzaklaştığımız için Müslüman kişi ve toplumların yaptıkları en küçük hataya tahammül etmiyor, ALLAH’u Teâlâ’nın kat’i yasak emrine rağmen İslam düşmanlarının yaptıkları çirkeflik ve inancımızın köküne olan düşmanlıklarını ise görmezden gelebiliyoruz.

Önce kendimize çekidüzen verip şuurlu bir iman ile İslam’a sarılmalı ve Müslüman kardeşlerimize kardeşlik hakikati nazarıyla bakmalıyız. Birbirimize destek ve kol kanat germeliyiz ki, Allah’tan yardım ve rahmetini isteyebilelim. Kâfir ve zalimlere boyun eğmekle, onlarla işbirliği yapmakla ve Müslüman kardeşlerimize düşman nazarıyla bakmakla, İslam’a hizmet değil ancak emperyalistlerin kuklası olduğumuzu bilelim.

Müslümanlar olarak bizlere kurulan tuzakları boşa çıkarmak adına, bize bildirilen emir ve uyarıları dikkate almamız ve bilinçli bir şekilde hareket etmemiz gerekir. İslam kardeşliği ve “ümmet bilinci”ni kuşanırsak hiç kimse bizleri mağlup edemeyecektir. Allah’ın yardımına mazhar olanlara hile ve desiseler sökmez. Allah’ın yardım ve rahmetine layık olanları mağlup edecek hiçbir güç yoktur Wesselam…