• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Günümüzde yaşadığımız en önemli sorunlardan birisi de temizlik, çevre sorunu ve bu konuda olan duyarsızlığımızdır. Bu sorun karşısında İslam’dan uzak kişilerin duyarsız olmasını anlayabiliriz de, lakin İslam’a iman etmiş ve İslam’ı yaşamayı şiar edinmiş kişilerin duyarsızlığını anlamak ve anlayışla karşılamak mümkün değildir.

İslam’ın emri olan başta namaz olmak üzere bütün ibadetlerin en önemli şartı temizliktir. Bütün hadis ve fıkıh kitaplarının ilk bölümü “Kitab’ut-Taharet” (Temizlik kitabı) olarak düzenlenmiştir. Çünkü temizlik yani taharet olmadan hiçbir ibadet yapılamaz.

Gerek Kur’an ayetleri, gerekse Peygamber efendimizin (S.A.V.)’in sünnet ve uygulamaları bu konuda bizlere yol göstermişken, günümüz Müslümanlarının bu kadar ilgisiz ve duyarsız olmalarına bir anlam vermek mümkün değildir. Müslüman memleketinde herkesin temizliğe ve çevreye o kadar dikkatli olması gerekir ki, belediyeler ve devlet kurumlarının “temizlik elemanı” ve ayrı kurum ihdas etmesine gerek yoktur. Lakin bizler o kadar İslam’dan ve İslam ahlakından uzaklaşmışız ki, temizlik elemanları ve kurumlar bile kirlettiğimiz şehri temizleyemiyor.

Herkes evini, işyerini ve kapısının önünü temiz tutarsa, çöplerini yere atmazsa, şehir temiz kalır. Bin kişinin kirlettiğini bir kişi temizleyemez. Önüne gelen izmaritini, peçetesini, sigara paketini ve muhtelif çöplerini çöp kutusu yerine rastgele yere atarsa, o mahalle veya şehir temiz kalır mı? Sadece bunlar değil; rastgele yere tükürmekten, sümkürmeye kadar iğrenç davranışlarda bulunanlar oluyor.

Bazen gözlemliyorum; temizlik işçisi özellikle esnafın yoğun olduğu yerleri akşama kadar durmadan temizliyor ancak sırtını dönünce aynı yere tekrar çöp atıldığını görüyor. Adeta, ‘sokaklar değil de çöp kutusu temiz kalsın’ diyorlar. Bu kadar duyarsızlık ve vicdansızlık olur mu?

İşin garibi bu davranışta bulunan insanlar sıra konuşmaya gelince Avrupa’yı veya batı illerini örnek gösterip, “Orada kimse yere izmarit atmaz, kimse yere çöp atmaz… vs.” diyerek oraları övmeye ve kutsamaya başlarlar. Bu yetmezmiş gibi, kendilerinin de orada yere çöp atmadıklarını söylerler. Allah (CC) akıl-fikir versin…

Camilerimizde de zaman zaman aynı duyarsızlığa şahid oluyoruz. Camiye ibadet için giden müminler, ibadet ettikleri camileri temiz tutmalı ve temizlik kurallarına uymalıdırlar. Cami cemaati; cami adabı ve başkasını rahatsız etmeme adına temizlik ve kötü koku konusunda azami derecede hassas olmalıdır.

Hz. Peygamberin (S.A.V.) 23 yıllık Risâlet sürecinde temizlikle ilgili çeşitli ayetler nazil olmuş ve temizlik Allah sevgisinin bir ölçüsü olarak kabul edilmiştir: “…Allah tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever.” -El Bakara: 222 ve Tevbe: 108- ayetleri gibi…

Peygamber efendimiz de:  “Bana, iyisiyle kötüsüyle ümmetimin amelleri gösterildi. İyiliklerinin arasında, eziyet veren şeyin yoldan kaldırılmasını da gördüm. Kötü amelleri arasında, mescidin içerisine tükürüp onu temizlememeyi de gördüm.”(Müslim, Mesâcid, 58) buyurmuştur.

Yoldan geçen insan ve hayvanların zarar görmemesi için yoldaki taşı kaldırmayı sevap sayan aziz dinimiz İslam’ın zarafeti nerede? Lüks içinde yaşamasına rağmen nezaket, zarafet ve ahlaki değerlerden yoksun insanlarımız nerede?

Tek kurtuluşumuz olan İslam ahlakının ve Peygamber efendimizin (S.A.V.) bizlere öğrettiği taharet, nezafet, zarafet ve nezaketi esas alırsak, maddi ve manevi açıdan tertemiz bir dünya ve mutlu bir toplum olmayı başarabiliriz…

Selam ve dua ile…