• DOLAR 34.538
  • EURO 36.441
  • ALTIN 2877.76
  • ...

Kudüs ümmetin ana meselesi.

Muteber bütün muasır ulema bu hususta müttefik, diyebiliriz.

Daha önemlisi Kudüs ve Mescid-i Aksa inancın, inancımızın bir parçası.

Ve belki ıskaladığımız en önemli nokta da bu.

Zira Kudüs akide konusu.

Kur'an ve Sünnet bunu ortaya koymuş zaten.

Evet, kesinlikle Kudüs'ü sahiplenmemiz siyasi saiklerle değildir.

Bu dava siyasî değildir.

Tabi ki, siyasî olması davanın şe'nini düşürmez.

Zira, Müslümanların başka bazı davaları siyasî olabilir, siyasîdir.

Siyasî değerlendirmemiz bizi zorunlu konumlanmaya sevk eder.

Bu konumlanma, duruma göre vacib hükmünü de alabilir.

Lâkin zaman, mekân ve şartlara göre bu durum değişkenlik arz edebilir.

Zira siyaseten verilen hüküm kalıcılık arz etmez.

İşte tam da bu noktada Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın konumu ve hükmü berraklaşır.

Aksa'nın durumu; zaman, mekân ve şartlara bağlı olarak değişmez.

Şartlar ne olursa olsun Müslümanların Mescid-i Aksa ve Kudüs ile ilgili şer'î yükümlülükleri bakîdir.

Müdafaa edilmeyi gerektiren durumlarda tüm Müslümanlar için, değişmeyen şer'î mükellefiyet söz konusudur...

İşte dün Kudüs'ü fethetmesinin yıl dönümünü kutladığımız Salahaddin'in mesele ve yaklaşımı tam da böyledir.

Uğruna;

Medreseler kurup Ümmet'in nesillerini eğitmesi,

İhtilafların üzerine gidip Vahdet'i sağlaması,

Hatta Vahdet edilemeyecekleri tasfiye etmekten sakınmaması... gibi stratejiler geliştirip uygulamasının yegâne sebebi budur.

Dün, değişik ırk ve coğrafyalara mensup olduğu hâlde Diyarbekir'de bu amaçla toplanıp mesaj veren Müslümanların duruşu; bana tam yedi sene önce Kahire'de yaşadığım anı hatırlattı.

Merhum Mursi'nin başkanlığı döneminde, Salahaddin Kalesi'nde tertiplenen aynı etkinlik dost-düşman herkese çok güçlü mesajlar vermişti zira.

Belki, siyonizmin alelacele bir darbe yaptırmak istemesinin en temel sebeplerinden birini de teşkil edecekti sonrasında.

Demek, henüz zamanı gelmemişti ki, Takdir-i İlâhî böyle murad etti.

Kahire'den önce Şam'da, ondan önce de Amman'da yapılan bu etkinliğe şimdi Diyarbekir'in kucak açması, doğrusu beni epey bir heyecanlandırdı.

Belki de ilgili tarihin tekerrür vakti gelmiştir.