• DOLAR 35.484
  • EURO 36.669
  • ALTIN 3073.25
  • ...

Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.

Geçenlerde kütüphanemden kitap seçip okumak isteyen bir yakınım, OKU adlı yaklaşık altı yüz sayfalık bir kitabı okumaya başladı. Baştan itibaren biraz sıkılmaya başlayınca kendisine İskender Pala’nın kaleminden edebi bir üslupla yazılmış olan Bülbülün Kırk Şarkısını okumasının daha kolay olacağını söyledim. Eline aldığı kitabı bitirmeden bırakmak istemedi ve ilkini okudu. Sonra diğerine geçti. O’nu da birkaç günde bitirdi. Bunda da üslup farklı olsa da aynı şeyler yazıyordu, dedi.

Birkaç gün önce yine misafirimiz oldular ve ne hikmetse bu kez de yaklaşık bin adet kitabın olduğu kitaplıktan Beşir ve Nezir adlı kitabı seçti. Bu kitap malumunuz Peygamber Sevdalıları Vakfı’nın umre ödüllü siyer yarışması kitabıdır. Ve bu yakınım bir zaman sonra bu kitapların hepsinin aynı şeyi yazdığını söyledi. “Hiçbir değişiklik yok, hepsinde aynı şeyler yazıyor.”

Kendisine neyin değişik olmasını beklediğini sordum. Mesela Rasulullah aleyhissalatu vesselamın doğum tarihi mi, nerede doğduğu mu, eşleri mi, çocukları mı? Hangisi değişik olabilir ki? Elbette aynı olacak çünkü aynı kişinin hayatı yazılmış. İçerikteki bilgiler farklı olmasa da mesajlarda illa ki farklılıklar vardır. Kitabın birinde ağırlıklı olarak Rasulullah’ın (SAV) şefkati anlatılırken diğerinde tebliği, bir başkasında cihad yönü vurgulanmış olabilir. Akrabama yaşına hürmeten söyleyemediğim şeyler oldu. Bunları da sizinle paylaşmak isterim.

Siyer kitaplarının hepsinde aynı şeyler yazıyorsa biz neden bu haldeyiz? Namaz kılmayan bir insanın iki ayda üç siyer kitabı bitirdiğini gördük. Peki, neden Rasululah’ın (SAV) bütün uyarılarına rağmen namaza başlamaz?

Gazze tüm saydamlığıyla gözler önündedir. Siyonistler Gazzeli kadınların, Çinliler Doğu Türkistanlı kadınların namusuna kadar el uzatmış durumda. Geçmişte Müslüman kadının sadece eteğine el uzatıldı diye Yahudilere savaş açan bizim Peygamberimiz değil miydi?

Rasulullah(SAV) ve ashabı kâfirlere karşı şiddetli ve zorlu, kendi aralarında ise şefkatli idiler. Peki, siyer kitaplarından bunları defalarca okuyan Müslümanlar neden kendi kardeşine değil de İslam düşmanlarına yanaşır, onlara sevgi besler?

Az önce bahsini ettiğim sınavın adı hiç değişmedi. O’nu Oku O’nu Yaşa. Teması, vurgulanan mesajı değişir ama adı hiç değişmez. Çünkü okumak yetmez, yaşamak olmazsa. Bizler O’nu yaşamadıkça bin tane de siyer kitabı okusak nafile. Ebu Leheb ve Ebu Cehil de O’nun ne zaman doğduğunu, annesinin babasının adını, ne zaman yetim kaldığını, onun ne kadar doğru sözlü ve güvenilir biri olduğunu biliyorlardı.

Sadece sınav için, ödül için yahut kitap okuma isteğimizi tatmin için değil, yaşamak için siyeri okumalı ve öğrenmeliyiz. Yoksa teknolojik gelişmelerle değişen hayat şartları içerisinde savrulup gideceğiz Allah muhafaza.