• DOLAR 34.749
  • EURO 36.641
  • ALTIN 2955.443
  • ...

Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasulüne olsun.

Geçen hafta “Filistin’i Migrenin Say” başlıklı bir yazı yazmaya niyetimiz vardı; yazmak nasip olmadı. Bir hafta içinde bir yazı bu kadar mı değer kaybeder, gündem bu kadar mı kötüye gider?

O yazının ana fikri şu olacaktı: “İnsan nasıl ki migreni tutunca onu görmezden gelemez ve uykusunda bile rahatsız olursa, Filistin’in durumu da bizi öyle rahatsız etmeli…” Ancak görüyoruz ki Filistin, bırakın unutulmayı, her an kendisi için kahrolunacak bir yer haline gelmiş. Migren olmaktan çıkmış, kangrene dönüşmüş.

Çocukların bomba yiyip yemek yiyemediği, bombanın çok, gıdanın yok olduğu yerdir Filistin. Sığınakların bile sığınmaya muhtaç olduğu yerdir Gazze. Ve sığınılan yerin mezar olduğu, sınır kapısından mazlumlara bir yudum su bile geçmeyen ancak zalimin hesabına her türlü nimetin ulaştığı yerdir Refah.

Bir de devekuşlarının yaşadığı beldeler var tabii. Başını kariyer, eğitim ve sair kumlara gömmüş, kendi çalışmalarından başka her şeye kör olanların beldesi. Bunun için belli bir ülkeye gerek yok. Her ülkeden bir araya gelebilecek bir zihniyettir bunlar.

Başka bir grup insan da İslami STK’lar. Bundan 3 ay kadar önce Türkiye geneli eş zamanlı yürüyüşler olurken bu yürüyüşlerden birinin sonunda mikrofonu alan yetkili şahıs “Bundan sonraki etkinliklerimiz devleti harekete geçirmeye yönelik olacak.” Dedi. Sonra ne oldu peki? Koca bir HİÇ! Cidden hiç. O günden sonra o yürüyüşler de olmadı. Neden acaba!!!

Ne için susuyorsunuz? Nereye kadar susacaksınız? Ne zamana kadar ‘sus pus ölüler’ olmaya devam edeceksiniz? Onların ‘büyük ölümlerini’ de gördük. Şeyh Ahmet Yasin’in bu öngörüsünden dışarı çıkmaya da hiç niyetiniz yok mu? Şeyh, “Yakında bizim büyük ölümlerimizi göreceksiniz.” derken biz bunu hep kariyer büyüklüğü olarak düşünmüş ve Filistin’de büyük insanların öleceğinden bahsettiğini sanmıştık. Meğerse büyük büyük kitlelerin katledilmesinden ve kalbi ölmüş büyük kitlelerin sus pus oturmasından bahsediyormuş.

Peki ya devlet yetkisizleri! “Ticareti kestik ya işte, daha ne yapalım?” aymazlığından tahminen ne zaman kurtulursunuz? Ne zamana kadar yapmadıklarınız değil de yaptıklarınızla, icraatlarınızla bize kendinizi ispatlamaya çalışırsınız? Çocukça ve kafa karıştıran tweetlerle halkı oyalamayı tahminen ne zaman bırakırsınız? Nasıl bir uyuşmuşluk içindesiniz? Yoksa bitkisel hayata mı girdiniz?

Filistin dev bir hapishane ve oradakileri Allah kurtarsın. Rabbim sonumuzu hayreylesin. Mazlumların kurtulacağı günler yakındır. Rabbim -hak etmesek de- o günleri görmeyi bizlere de nasip etsin. Kassam’ın silahı keskin, atışı isabetli, biri bin olsun. Allah’ın kadın ve erkek askerlerine ebeden ve daimen selam olsun!