• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasûlüne olsun.

Kendinizi sık sık yorgun mu hissediyorsunuz? Sabahları uyandığınızda gece boyu beşik sallamış insan yorgunluğu oluyor mu üzerinizde? Olmuyorsa da gün içinde çok çabuk mu yoruluyorsunuz?

Yorucu işler yapmamanıza rağmen başınıza yorgunluktan olmuş tarzı ağrılar giriyor mu? Kendinizden biraz dışarı çıkıp insanları gözlemleyin. Ne kadar da yorgunlar öyle değil mi? İş yerlerinde yorgun bakışlar… Toplu taşıma araçlarında bezgin suratlar… Çocuğuna tahammül edemeyen anneler ve karısına tahammül edemeyen eşler…

Sahi nedir bizi böyle yoran? İnsanlar mı? Olaylar mı? Yaşam mı? Hayat pahalılığı mı? Hayat pahalılığı deseniz, zenginlerin dinç olması lazım ama en yorgun görünenler onlar. Olaylar ve yaşam bizi yoruyor diyorsanız, Gazze’de yaşananlar karşısında o insanların metanetine bakın. Bu kadar yorgunluk sizce normal mi?

Bu kardeşinize sorarsanız bizi yaptıklarımız değil yapmadıklarımız yoruyor. Nedir ki yapmadıklarımız? Hem bir işi yapmadan nasıl yorulabiliriz ki? Yapmadığımız işler bizim sırtımıza yük oluyor. Görevimiz olduğu halde ertelediğimiz işler… Nasıl ki derslerine düzenli çalışmayan bir öğrenci sınav yaklaştığında sıkışırsa biz de hayatta böyle sıkışıyoruz.

“İyi de vaktimiz olsa neden işlerimizi yapmayalım ki?” dediğinizi duyar gibiyim. Yap-mı-yo-ruz. Boş şeylere harcadığımız vakti işlerimiz için kullansak ne iş kalır ne yorgunluk… Sadece maddi şeyler de değil, manevi işleri de erteliyoruz. Bunların en önemlisi duadır. Rasulullah’ın (sallallahu aleyhi vesellem) dua günlüğüne baktığımızda hemen her kötülükten Allah’a sığındığını görüyoruz. İnsanların en çalışkanı olmasına rağmen tembellikten Allah’a sığınmış. Peki, biz ne yapıyoruz? Bu duaları hayatımıza taşıyor muyuz?

Gerek İslami gerekse günlük işler konusunda birilerinin yapmadığı işler hep fedakâr insanların üzerine kalıyor. Bir evde iş bilen ve uysal kız evin bütün işini yaparken diğeri oturup keyfine bakıyorsa, zamanla çalışkan olan haddinden fazla yoruluyor. Diğer tür bütün işler de buna kıyas edilebilir.

Birisi en basit bir hizmete bile -ucunda cenneti kazanma ihtimali olmasına rağmen- ölgün ölgün gidiyor ya da kendisi gitmeyip başkasına devrediyorken, bir başkasını nereye baksanız orada görüyorsunuz. Hemen her işe koşuyor, her işi yapıyor. Evet, her işten sevap alıyor ama bir zaman sonra maddi manevi yorgunluk yaşıyor.

Bu hususta kısaca tavsiyelerimiz: Bir hikâyeden özetle, odun da kırın ama baltayı bilemeye de vakit ayırın. Her şeye yetişmeye çalışmak yerine Rasûlullah’ın (aleyhissalatu vesselam) yaptığı üzere, dinlendiğiniz Hira’larınız olsun. Yapabileceğiniz her işe kendinizi paralarcasına koşturmak yerine, en önemlilerinden birkaç işiniz olsun. Kalan zamanı da zaten boş geçirmez o sürede kendinizi yetiştirirsiniz.

Sosyal medya, internette gezinmek, video izlemek sizi odun kırmaktan, dağ bayır gezmekten daha çok yorar. Bu konuda da farkındalığınız olsun. Vesselam.