Vücut kangren olmuşken Ebrar yarasıyla uğraşmak
Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
Siz de bazen bu ülkede Müslümanlarla alay edildiğini düşünüyor musunuz? Seçimlerde verilen vaatlerle sonrasında yapılan icraatlar birbirinden taban tabana zıt olduğunda mesela… Hele de değerleriniz hakkında tek bir adım atmayan partiye oy verdiyseniz sıkıntıdan dudaklarınızı ısırıyor olabilirsiniz.
Geçenlerde bir akrabamın evine gittim. Karşı dairenin önü çok kirli, içeriden pis kokular geliyor. Akrabam bana hitaben: “Kusura bakma, karşı evde hayvan yaşıyor. Hatta hayvandan daha aşağılık…” dedi. Sonra karşı evdeki komşu kadının iki erkekle yaşadığını ve kendilerinin de ev sahibinin de hiçbir şey yapamadığını, zinanın yasal ve bir yasağı olmadığını söyledi. Aynı dairede geçen yıl bir adam başka bir adamı bıçaklayıp balkondan aşağı atmıştı. Ama dokunulamıyor işte…
Aile kavramı gittikçe eriyor. Hâlâ gençlere ‘faizsiz kredi’den bahsediliyor. Hayat pahalılığında bizler evimize peyniri zor alırken evlenecek birine iğneden ipliğe her şey lazım. Ama zina serbest, hayat pahalı, gençler bekar…
Sonra şu LGBT denilen rezaleti engellemek, sadece etkinliklerine izin vermemekle olmuyor. Amerika’da, Kanada’da ve daha birçok Batı ülkesinde dahi nefretle karşılanan, on binlerce kişinin protesto için sokaklara döküldüğü LGBT, bizim ülkede on yıllardır baş tacı olmuş. Voleybolcuların giyim kuşamından daha büyük bir problemle karşı karşıyayız. Takımın kaptanının LGBT’li olması.
Neden olmasın ki? Bu ülkede ilk LGBT kulübünü Sanat Güneşi adı verilen zat kurmadı mı? Kulüp kurmakla da kalmayıp onlara finansal destek sağlamadı mı? Dahası verdiği bir röportajda bu tip bireylerin hem kadın hem erkek duyguları ve özellikleri taşıdıkları için en iyi sanatçıların onlardan çıktığını, bu durumun utanılacak bir şey olmadığını söylemedi mi? Kendisinin cinsiyetine dair bizzat kendisi tarafından yapılan bir açıklama yok ancak, mini etekli boncuklu kıyafetlerle sahnelere çıkmadı mı?
Onu geçelim. Bu ülkede Diva -yani bir sanata yıllarını vermiş, alanında usta ve tanınmış olan kadın sanatçı- diye anılan kişi aslında bir erkek değil mi? Eskiden ondan acımayla bahsedilirdi. Bir kaza geçirmiş, sonra yaratılıştan gelen özellikleri gitmiş vs. diye. Halkımız da acıdığı kişiyi yüceltmeye bayılır. Ancak görüyoruz ki kocaman bir projeymiş. İnsanın o türden bir rahatsızlığı olabilir ama insanlık dışı giyinip ahlaksız davranışlar sergiliyorsa o zaman o işte art niyet vardır.
LGBT dernekleri bu ülkede yasal veya merdivenaltı olarak, halka ulaşabilenlerden yahut akademisyenler olarak gençleri zehirlemeye devam etmekte. Bunun önünde hangi engeller var? Şimdi tam zamanı, bu Diva’nın hayatı, abartılıp kabartılıp film yapılacak. Muhtemelen nasıl çileli bir yaşamdan gelip nerelere yükseldiği, insanlara örnek olacak yönleri ön plana çıkarılacak. Tabii alttaki mesaj ince…
Ülkedeki LGBT’lileri saymayacağız, zaten yerimiz bitti. Ancak topyekûn bir düzenlemeye gidilmeden, ülkede bunca LGBT birey el üstü tutulurken, tabiri caizse vücut kangren olmuşken, Ebrar yarasıyla uğraşmak beyhude... Vesselam.