Namazla Gelen Şehadetten İktidar Sahiplerine
Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasûlüne olsun.
Namaz en kıymetli ameldir. Şehadet de en güzel can verme şekli… Peki ikisi bir araya gelirse ne olur? İşte o zaman vuslatın en sevinçli, en güzel hâlini yaşatır insana. Şehit olan bunu yaşar da geride kalanlara ne olur peki?
Bu yazımızda Sacid Abinin şehadeti üzerinden namaz ve şehadet birlikteliğini ele almak isteriz. Sacid Abi o an namazda olmasaydı, o nursuz ihtiyarın işini bitirirdi. Ha belki bir cana, hele de bir komşunun canına kıymak istemezdi ancak emri alıp gelen o melun ve gözü dönmüş kişi, sonunda kendini Azrail’in kollarında bulurdu. Sonra çarşaf çarşaf haberler görürdük: “HÜDA PAR, kendisinden yardım istemeye gelen yaşlı adamın canına kıydı.” Demek ki namaz, sadece bir kişinin hem dünya hem ahiretini kurtarmakla kalmıyor, koca bir camiayı da fitneden kurtarıyor.
Yine namaz kılarken şehit edilmesi, olayın üzerindeki sis perdelerini, olası şüpheleri bertaraf ediyor. Zaten bizler, yani şehidi tanıyanlar bunun şahsi bir olay olmadığını biliriz ancak bilmeyenler de öğrenmiş oldu ki bu münferit ve şahsi değil, planlı bir saldırıdır.
Ve namaz… Nasıl ki küsleri bir araya getirir, bir safta durdurursa, Sacid Abinin saldırıya namazda uğraması, taziyesine her cihetten insanın gelmesine vesile oldu. Çeşitli sebeplerle uzaklaşmış, hatta yolda selamınızı bile almayan insanları taziye çadırında görmek, ümmetin yine bir araya gelebileceğine dair ümit fidanları dikiyor yüreğimize… “Biz küseriz, üzülür üzeriz ama sonra kardeşlerimizin başına bir hâl gelirse yine ilk biz harekete geçeriz.” diyorlar hâl diliyle.
Sacid Abi gerçekten çok çalışkan biri idi. Her nereye baksanız ilk sıralarda onu görebilirdiniz. O kadar ki, videoda tabutunun başında duran ağabeyini Sacid abi sanıp gayriihtiyari “Yine Sacid Abi en başta…” diye içimden geçirirken, tabutun içindekinin o olduğunu hatırlamak çok acı vermişti.
Sanmasınlar ki bittik, tükendik. Kameralarda görünmeyen onun gibi çalışkan niceleri vardır. Ancak Rabbimiz onu seçti, hem de namazda seçti. Birçok kişinin tanıdığı, bildiği ve sevdiği, hiç değilse YouTube’dan simasına aşina olduğu birini seçti. Böylece bu davanın hak olduğu, en su götürmez delillerle ispatlanmış oldu.
İktidar sahiplerine seslenmeden edemeyeceğim: Ey iktidar sahipleri! Sacid Pişgin her ne kadar HÜDA PAR’lı olsa da sizin de şehidinizdir. Sizin davanız uğrunda şehit olmuştur. Hani ‘dindar nesil’ diyorsunuz ya. “Hani gençlerimizi uyuşturucu bataklığından kurtaralım.” diyor gençlik merkezleri kuruyorsunuz ya. Hani HÜDA PAR’ın desteğiyle tekrar iktidar oldunuz ya. İşte bütün bunlardır Sacid’in şehit edilmesine sebep. Ve şehidinize sahip çıkmak sizin boynunuzun borcudur. “Din nasihattir” düsturunca sizi uyarmak da bizim boynumuzun borcudur. Vesselam.