Hayırdır Kıyamet mi kopuyor?
Hamd âlemlerin Rabbine, salat ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
Rabbimiz Tekvir suresinde kıyamet sahnelerini anlatırken 5. ayette “Vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman…” buyurur. Esasen zaman zaman cennetin, cehennemin, kıyametin küçük numunelerini dünya gözüyle görürüz. Mesela son depremleri yaşayıp da aklına kıyamet gelmeyen çok az insan olmuştur.
“Vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman…” Bu ayeti ilk okuduğumda ne anlatılmak istendiğini çok merak edip tefsirlere bakmıştım. Özetle “Kıyamet o kadar korkunç bir gün olacak ki, birbirine düşman, birbirini öldürmeye, yemeye çalışan vahşi hayvanlar bile bir araya gelecek, adeta birbirlerine sığınacaklar.” şeklinde tefsir ediliyordu.
Kıyamet kopmasa da birbirine düşman canlıların üzerine yürüdüğünüzde, onların yaşam alanlarını yahut rahatlarını bozmaya çalıştığınızda, bir araya toplandıklarını görürsünüz. Hayvanlar bile böyle iken “hayvandan daha aşağıdırlar” diye anlatılan; dinden, imandan nasibini almamış kimseler nasıldır düşünebiliyor musunuz?
HÜDA PAR, kuruluşundan yıllar sonra bir ittifaka girdi -ki ittifak yapmadan da ülke menfaatleri için elinden gelenin en iyisini yapıyordu- ve oradan buradan birbirine diş bileyenler bile bir araya gelip ağızlarından salyalarını akıtmaya başladılar. İftiralar, hakaretler, yalanlar… Yahu bunlar ne samimi dostmuşlar da haberimiz yokmuş! Nasıl da sımsıkı sarıldılar birbirlerine. Sen neymişsin ki hepsini bir araya getirdin HÜDA PAR!
Tabii, keyifleri bozulacak. Çünkü bu ülkenin belki de hiç duymadığı bir sloganla çıkıldı yola: Dürüst Siyaset, Gerçek Adalet. “Siyasetin dürüstü mü olur, bütün siyasetçiler sahtekârdır” algısı HÜDA PAR’la kırılıyor yavaş yavaş. Dikkat ediyorum da seçim vaatleri yapan, TV programlarında konuşan yahut nutuk atan hangi siyasetçi olursa olsun birileri “Şimdi böyle derler, seçimden sonra aynı tas aynı hamam!” der. Ancak HÜDA PAR’dan birilerinin konuşmalarına uzaktan yakından bu şekilde karşılık veren hiç kimseye rastlamadım.
HÜDA PAR o kadar net ki, dost da düşman da bizzat konuşma videoları üzerinden örneğini verebiliyor. Hiçbir dalavereye mahal yok. Adeta “Kardeşim, biz buyuz. Takiyyeye, siyasete gerek yok. Bizi böyle kabul edin veya etmeyin!” diyorlar. Dürüst siyaset birilerinin işine gelmiyor, çünkü vahşiler gibi kan içmeye, sonra meclis kürsülerinde gözyaşı dökmeye, mağdur edebiyatı yapmaya alışanlara dürüst siyaset zor gelir.
Gerçek adalet var bir de… Adaletin gerçeği, sahtesi mi olur demeyin. Adalet, gerçek adalet olmadığı için bu haldeyiz ya zaten. Tıpkı bağlamından koparılıp uzaklaştırılmış diğer kavramlar gibi. Adalet de gerçekten adil bir düzen sağlamadıkça adalet sayılmaz. İsterse adına ‘öz adalet’ diyelim.