• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Yine ekim ayı geldi, buralar sensiz… Hani Eylül’ün hüznü Ekim’le uçup giderdi ya, Ekim’i de yokluğun vurdu Yasin! Bu kaç sonbahardır sana hasret yürekler… Senden sonra doğan çocukların çoğuna senin adın konuldu; güzel yerler, okullar, hayır kuruluşları da adının şerefinden nasibini aldı.

İyi ki varsın Yasin… Gençlerin ‘Z’ kuşağı diye adlandırılıp A’dan Z’ye her türlü kötülüğe itildiği dönemde, 16 yaşında bir gencin, abileriyle nasıl da Allah yolunda çabaladığını gösterdin insanlığa.

İyi ki varsın Yasin… Varlığında da iyi ki vardın, seni artık göremesek de iyi ki varsın. Herkesin birbirinden ne koparsa kâr addettiği bu çağda, bir gencin en çok eğlenebileceği, gezip tozacağı, play station salonlarında vakit öldüreceği bir bayram gününde fakirlere et ulaştırmak için, minik yavruların canına can katmak için dünyevi canından oldun. Ancak ebedi ve hiç bitmeyen bir yaşama, sonsuz huzura kavuştun. İyi ki varsın Yasin…

Hani “Allah yolunda katledilenlere ‘ölüler’ demeyin. Bilakis onlar diridirler lakin siz bunu anlamazsınız.” buyuruyor ya Rabbimiz. Biz tam olarak anlamasak da biliyoruz ki sen ve arkadaşların bizim aramızdasınız. Biz Yasin diyorsak senin grubunu kast ediyoruz. Şu sersefil, bozuk, kokuşmuş dünyada Yasin diye başladığımız her cümle Yasin’in yarenleri için de geçerli. Demek ki sen vahdetsin Yasin… Hasan, Hüseyin, Riyad, Cumali ve Turan’dan oluşan, temelinde Aytaçlar olan muazzam bir tevhid binasıdır senin binan.

İyi ki varsın Yasin… Ayrılığın, aykırılığın, ırkçılığın her türlüsünü kanınla yıkayıp giderdin. Doğu ile batı da birleşti senin vahdet ikliminde. Görüldü ki Furkan Doğan, Eren Bülbül ve Yasinler aynı binanın harcı, biri diğerinden ayrılmaz.

İyi ki varsın Yasin… Bir insan kaç kere öldürülebilirse o kadar ölüm denendi üstünde. Hem de yardımına gittiğin binanın ihbarı ile… Bilmiyorum ey Yasin, sen mi daha büyüksün yoksa kavmini uyarmak için gelip de şehit edilen Habib-i Neccar mı? Eminim ki sen de şehit edilirken onun gibi “Keşke kavmim bilseydi…” dedin.

Hem şehadetiniz Ashab-ı Kehf’in dirilmesi gibi mübarekti, her türlü bahaneyi söktü attı yüreklerden. Sizden sonra akıl sahibi hiç kimse “Onlar sahabe idiler biz onlar gibi değiliz.” yahut “Devir değişti artık bu işler bizi aşar.” diyemedi. Zira bize gösterdiniz ki, devri bu sözlerle değiştiren bizdik ve devir değişse bile hakikat değişmezdi. İşimize gelmeyen şeylerin hepsini zamanın üstüne yıkan, kaytaran, işten kaçan bizler, sizden çok şey öğrendik.

Sizi öldürmeye gelenler sizde dirilmedi belki ama on binler dirildi kanınızın bereketi ile. Gelecek nesillere bırakılacak en güzel şeyi bıraktınız. Ayırmadan, isimlere bölmeden söylüyorum: İyi ki varsınız Yasinler… Ve iyi ki varsınız Yasinler yetiştiren analar, babalar, hocalar…