Bizimkiler yapıyorsa…
Hamd âlemlerin Rabbine, salat ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
Bilindik bir hikâyedir: Hocanın biri halka verdiği vaazlarda sürekli açık saçıklığın kötülüğünden, kadınların kapanması gerektiğinden bahsedermiş. Bir gün yine böyle anlatırken halktan itiraz gelmiş. “Hocam sen bize böyle söylüyorsun da senin kız açık saçık…” demişler. Hoca gözünü kısmış, derin derin bakmış ve şöyle demiş: “Yakışıyor gâvurun kızına…”
Bu olayın gerçekleşmemiş olmasını umuyoruz ama şöyle bir baktığımızda bugün yaşananlar hocanın meselesini aratmıyor.
Özellikle ‘bizimkiler’in iktidar olması ile İslam’ı yaşama hususunda bir gevşeme olduğunu hemen hepimiz görüyoruz. Bunu birçok çevre dile getiriyor. Bırakın çocuklarını, kendileriyle, nefisleriyle bile baş edemediklerinden dem vuruyorlar. Bu durum partili partisiz herkesi doğrudan yahut dolaylı etkiliyor.
İktidarın bizim mahalleden olması, yaptığı her şeyi meşru gösteriyor nefislere. Eskiden CHP’li belediyeler yaptığı için karşı çıktığımız Ramazan Şenlikleri(!)’ne artık koşa koşa gidiliyor.
Çocukları birçok şeyden sakınma gereği duyulmuyor. Öğretmeni namazlı abdestli ya, okulu da imam hatip okulu ya, öğrettiği ne olursa olsun sorun edilmiyor. Saçma sapan bir ideoloji mi aşılamış, hocası olduğu kursun ortamı bir Müslümana uygun değil miymiş hiç dert değil(!). Aynı şekilde okulun yahut belediyenin kurslarına sırf ‘bizimkiler’ açtı ve yine ‘bizim gibi olanlar’ çocuklarını gönderiyor diye içeriği önemsenmeden çocuklar gönderiliyor.
Tesettüre, çarşafa hakaret edenlere bile kimliğine göre tepki gösterilir oldu. Tek başımıza ortada kalıp da linç yememek için neredeyse gizli bir kamuoyu yoklaması yapıp öyle tepki gösteriyoruz.
Karşı cenahtan birileri, birini Allah’a ortak koşunca “Aman Allah’ım ne büyük günah!” Ancak bu taraftan birileri birilerini layusel görebiliyor, bunu dile de getiriyor ve bunun üstü hemen kapatılıyor.
Ayetteki “Nereye bu gidiş!” hitabı bin yıllar geçse de bize seslenme özelliğini hız kesmeden koruyor. Sahi biz nereye gidiyoruz? Bin tane düşmanın zorla işletemediği günahı bir dostun seve seve işlettiği bir çağda yaşıyoruz. Bu çağ, nefsine söz geçiremeyenlerin çoğunlukta olduğu bir çağ…
Bir olay oluyor, bitiyor. Bitti diyorsunuz yenisi geliyor. Ahlak yoksunu sanatçı bozuntularıyla yapılan konserlere alışmadan şimdi bir de Hindu festivali çıktı başımıza…
Merak ediyoruz, sürekli dile getirdiğiniz dindar nesli Hindu festivalinde mi, ahlaksız eğlencelerde mi, şirki caiz gören anlayışınızla mı yetiştireceksiniz? Kardeşlerimize olmadık zulümleri reva gören, malları yetmiyor gibi ruhlarına da hâkim olmaya çalışan işkenceci zalim Hinduların şirk içeren festivalini ‘çılgınca’ kutlamanın nesi övünülecek bir şeydir Allah aşkına!
Aklımızı başımıza almanın vakti geldi, geçiyor. Dinsiz bir hükümetle batamayacağımız kadar pisliğe kardeşimiz dediklerimizin iktidarında mı batacağız? Zira hükümet dinsiz olsaydı bir avuç azgın azınlığa hitap ederdi. Bunca Müslüman böylesi rezil programlarda arzı endam etmezdi.
Rabbim! Bize hakkı hak olarak göster ve ona uymakla bizi şereflendir. Batılı da batıl olarak göster ve kıyamete kadar gelecek neslimizle birlikte bizi ondan uzak tut.