Üstad’ın Ardından
Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
“Sevgili,
En Sevgili,
Ey Sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim.”
Üstad Sezai Karakoç, 88 yıllık dünya sürgününün ardından rahmet-i Rahman’a kavuştu. Mealen, “Allah’a yürüyene Allah koşar.” buyurmuş Efendimiz(asv). İyiler birer birer bizden uzaklaşıp, ömür boyu arzuladıkları Rabblerine kavuşuyorlar.
Üstad’ı tek bir sözle tarif etmek istense, birçok kişi onu “diriliş mütefekkiri” olarak adlandırır. Zira İslami dirilişin günümüzdeki en büyük öncüsüdür o. Yıkmaktan değil yapmaktan, ihtilalden değil dirilişten bahseder. Zorbalık değil muhabbetledir onun işi. Severek ve sevdirerek diriltmek insanı, işgalle değil fethederek yaymak İslam’ı.
“Müslüman! İslam’ı öyle sağ ve diri, canlı yaşa ki, seni öldürmeye gelen sende dirilsin.” Merhum Üstad’ın sadece bu sözünü bile uygulayabilsek, yeryüzü İslam’ın güzelliklerine gark olurdu. Bu söz Mus’ab b. Umeyrce yaşamanın ve yaşatmanın kılavuzudur.
Allah erlerini gayrete getirecek, şeytan ve taraftarlarını ümitsizliğe düşürecek nice sözleri, yazıları vardır. Ümmeti ölgün halinden ayağa kaldırmak için bıkmadan, usanmadan, umutsuzluğa düşmeden yazmış, yazmış, yazmıştır. Der ki: “Ey şeytan grubu, boşuna direnmeyin. Ve ey Allah hizbi, dirilin!”
Yıkmanın adını bile anmayan, hep yapmaktan bahseden, sadece Müslümanlara değil bütün insanlığa umut aşılayan, yaratılanı yaratandan ötürü hoş gören bir Allah adamıdır Üstad Karakoç. Artık bittim, dediğiniz yerde karşınıza bir tabela gibi çıkar sözleri:
“Umutsuzluk yok! Gün gelir gül de açar, bülbül de öter.”
“Seni yok sayacaklar, sen daha çok var olacaksın!”
“Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.”
Üstad’ı ve onun gibi güzel insanları sözde mütefekkirlerden ayıran en önemli özellik, yazar değil yaşar olmaları ve yaşadıklarını kaleme alabilme ustalıklarıdır. Üstad sadece aksiyon ve diriliş değil, aynı zamanda kalp ehlidir. Şiirlerindeki yakarışlar, seccade başında edilecek en güzel, en içli dualardır. İnsana bilmediği ufuklar açan, onu Allah’ın rahmetine karşı umuda sevk eden, kişiyi nefs ve şeytana karşı güçlendiren çok etkili mısralar, satırlardır.
“Senden ümit kesmem, kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.” der meşhur “Sevgili” şiirinde. O, sürgün ülkeden başkentler başkentine göç etti. Sürgün hayatını alnının akıyla tamamladı, arkasında hüzünlü insanlar bırakarak…
Bilmiyorum giden üstadların yerini doldurabilecek miyiz? Yoksa giden güzel insanların ardından yarı kalite şairler, yazarlar ve Müslümanlar olarak dünyanın kalitesini mi düşüreceğiz? Rabbim gidenlerin en azından yerini dolduranlardan eylesin cümlemizi. Âmîn…