• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Hamd âlemlerin Rabbine, salat ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.

Dünya dediğimiz şu handa konaklarken sürekli karşımıza çıkan iki şeydir yanlışlar ve doğrular. Bazen yan yana görürsünüz onları, bazen iç içe, bazen birbirine yakın, bazense uzak… Ancak bazen öyle bir hal alırlar ki, yanlışın olduğu yerde doğru barınamaz, yanlış atılan adımlar yoldan sayılmaz hatta geriye götürür.

Demişler ki, “Doğru yola yanlış kişilerle çıkılmaz.” Ne kadar yerinde bir söz… Zira yanlış kişi yolun doğruluğundan şüphe ettirir, ‘acaba’ dedirtir. İtminanın, güvenin olmadığı yerde de şüphe kol gezer. Şüphe; vesvese sonra buhran ve sonunda inançsızlık sebebidir.

Doğru yola yanlış kişiyle çıkmak, emaneti ehline vermemek gibidir. Emanet ehline verilmeye verilmeye… Nihayetinde kıyametin kopması beklenir. Zira “Emanet ehline verilmediğinde kıyameti bekle.” buyurur Efendimiz aleyhissalatu vesselam. (Bkz: Buhari, İlim, 2)

Doğru bir amaca yanlış yöntemle ulaşılmaz. Ulaşılsa da hüsran olur. Günümüzdeki en büyük sorunlardan biridir bu. Ortada bir amaç var, doğru yollar da var ama yanlış yol kestirme diye o yola giriliyor. Sonra kişi veya kurum, elindeki kazanımlardan da oluyor.

Doğru söz, yanlış kişinin ağzında değerini yitirir. Bu sebeptendir ki kendisi yapmadığı halde başkalarına ahkâm kesenler Kur’an’da kınanmıştır. Ve birilerine söyleyip de kendisi uygulamayanların ağızlarına ateşten gem vurulacağı, hadis-i şeriflerde beyan edilmiştir.

Yanlış kişileri doğru yerde tutmaya çalışmak da sorunlarımızdan… Bu bir kurum olabilir, bir iş olabilir. Bakınız bazı siyasi partiler, vakıflar, dernek ve cemaatler hakkında çıkan haberlerin tamamına yakını yanlış kişilerin doğru işlerde çalıştırılmasının ya da kazanılmaya çalışılmasının neticesidir. Merhamet güzel ve doğru bir davranıştır ancak yanlış kişilerde zulmü doğurabilir.

Sınavlarda karşılaşırız ‘dört yanlış bir doğruyu götürür’ kuralına. Ancak bazen bir yanlış bütün doğruları götürebilir. Ne buyurmuş Abdulkadir Geylani Hz.leri? “Yaptığınız işi Allah için yapmıyorsanız boşuna yorulmayın.” Zira biliyoruz ki Allah ahirette, “İşlerini, hayırlarını kim için yaptıysan sevabını ondan iste.” diyecek. Demek ki ihlas yoksa amel sıfıra iner.

Bazı doğrular bazı yanlışlarla yan yana gelebilir. Ancak iman ve şirk asla bir arada bulunmaz. İman, şirk karanlığına asla razı gelmez ve derhal orayı terk eder. Helvadan putlara güleriz de hevâdan putlar hiç çekmez dikkatimizi. Rabbim doğruyu yanlıştan ayırabilenlerden, doğru yola yanlış kişilerle çıkmayanlardan ve doğru amaca doğru yöntemle ulaşanlardan eylesin cümlemizi.