• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Ortalama ömrü 60-65 yıl olan insanın, asırlardır sevilen ve insanlığa iki cihanda kurtuluş vesilesi olan birine düşmanlık etmesi ne acı… Kısacık ömrünü güzel bir akıbete vesile etmesi, cennete girme aracı olarak kullanması gerekirken, Hakk’a ve hakikate düşmanlık etmesi ne kötü…

Ey insan! Zaten ilk 15 yılı gafletle, çocuklukla, oyun ve eğlenceyle geçen ömrünün geri kalan kısmı hakkında nasıl bir planın var? 23 yıla bir medeniyet sığdıran bir peygamberden haberin var mı?

Hayata gözlerimizi açtığımız bu yalan dünyanın en güzel hakikatidir Rasûlullah(ASV). İslam’sız bir ortamda büyüyenler, İslam’la sonradan tanışanlar çok iyi bilir bu hakikatin güzelliğini. Ancak ne var ki, İslam’la tanışmak şöyle dursun, İslam deyince, Hz. Muhammed deyince o domuzsu tenlerindeki tüyleri diken diken olanlar da var. İçlerindeki, henüz isim veremediğimiz pislik kaynağını dışarı atanlardır onlar…

Rasûlullah Efendimiz ki hiçbir kötüye bile haksızlıkta bulunmamış, hiçbir zalime hakkından fazla ceza vermemiş, savaşta esir olarak yakaladıklarına yani kendisini ve Müslümanları öldürmeye gelenlere bile merhametle muamele etmişken, O’na düşmanlık etmek için insanın gerçekten de rahmetten ve hidayetten çok büyük oranda mahrum kalmış olması gerekir.

Hayatı gökyüzü gibi apaçık bir kitap gibi ortadayken, düşmanları bile aleyhinde laf söyleyememişken Hz. Muhammed Mustafa aleyhissalatu vesselama hürmet etmeyen, dünyanın en bedbaht insanıdır. Bu durumda O’na hakaret edenlerin içler acısı durumunu tarif edecek bir cümle bile bulamıyorum.

Bugün batının ulaşamadığı medeniyet seviyesini, insanlığa yaşayarak göstermiş insandır Hz. Muhammed. Kızı içeri girdiğinde ayağa kalkan, eşine en güzel iltifatlarda bulunan, “Hayat müşterektir.” anlayışını aşarak çoğu zaman kendinden feragat eden, herkese yetişen ve her sorunu çözen, adı üstünde âlemlere rahmet olan Peygamberdir.

Çok meşhur bir sanatçı, “Medeniyetin ve insanın kendine saygısının zirvesi, yalnız başınayken bile esnerken ağzını elinle kapatmaktır.” diyordu. 1400 yıl öncesinden, esnerken ağzını kapatmayı öğreten de Hz. Muhammed’dir işte. Ferdi ve toplumsal bütün güzellikler, eninde sonunda Hz. Muhammed(sav)’e dayanır.

İçimizdeki Fransızların sebebi bir manada bizim Müslümanlığımızın sorunlu oluşudur. Ancak dışardaki, yani rezil bir toplumda, pislik içinde yüzerken kendi uydurduğu Müslüman tipine bakarak İslam’a saldıran gerçek Fransızları ve onların elebaşlarını hayretle izliyoruz. Ve diyoruz ki, “Ne Ebu Leheb kadar anılacaksınız dünyada, ne de Ebu Cehil kadar nüfuzunuz olacak. Toprağa karışıp ot olacaksınız. O otu da inekler yiyecek… Gerisi malum, şimdikinden pek farkınız olmayacak.”