Abi kaşını nerde aldırdın
Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasûlüne olsun.
Gönül ister ki mübarek “Üç Aylar”da maddi olanlardan çok manevi şeylerden bahsedelim, “Üç Aylar”ın güzel atmosferinde kimseyi tedirgin etmeyelim. Ancak biz maneviyatla ilgilenirken başkaları bizi bu zaafımızdan vuruyor ve mübarek aylarda bile boş durmuyor. Su uyuyor; ama düşman uyumuyor.
Gençlerimizin bazılarını içine almış, bazılarını alması ise an meselesi olan durumlar var. Genç kızların hedef alındığı alan bellidir. Onları tesettürlerinden vurmaya çalışıyorlar; açılıp saçılmanın, fit görünmenin, bu görüntü için bir hayli masraf etmenin, güzel(!) olmak için her yola başvurmanın mubahlığını dayatmaya çalışıyorlar onlara. Ayrıca feminizm rüzgârını genç kızlarımızın üzerine hafifçe estirip, onları, ürkütmeden feminizme kazandırmaya çalışıyorlar. Bunları yıllardır yapıyorlar ve kısmen hatta bazı kesimlerde çoğunlukla başarılı oluyorlar. Şimdi üzerinde çalıştıkları kitle Müslüman genç erkekler.
Güzel olmaya çalışan kızlar veya kadınlar gördük -ki bu normaldir. Zira Allah kadını süslenmeye meyyal yaratmıştır. Ancak şimdilerde bizim hiç beklemediğimiz bir silahla genç erkekleri vuruyorlar; cinsiyetsizlik silahıyla. Güzel olmaya çalışan kadınlar vardı ama şimdi güzel olmaya çalışan erkekler türedi. Bunlar bizim çocuklarımız veya kardeşlerimiz… Bazı yabancı pop müzik gruplarıyla verilmek istenen mesaj verilmiş, biz görmeden gençlerimiz o gruplardaki kişilere benzemeye başlamıştır. Tüysüz ve lekesiz bir surat, bir genç kızdan daha bakımlı eller, incecik alınmış kaşlar vs… Şimdi belki çok tehlikeli bir boyutta değilse de ileride gençlerin çoğunu etkisi altına alacak kadar geniş çapta bir çalışma yapılıyor. Şimdiki kızların birbirlerine kozmetik markası sorduğu gibi –Allah muhafaza- ilerde erkekler birbirlerine “Abi kaşını nerde aldırdın?” diyecek gibi görünüyor.
Bizim berber dediğimiz; ama yeni neslin kuaför dediği dükkânların camında kadınlara dair terimler yer alıyor ve bundan kimse rahatsız olmuyor. Bazı gençler birbirlerine ‘yakışıklı’ değil ‘güzel’ sıfatını kullanıyor. Buna karşı çıkanlar kadınları aşağılamakla suçlanıyor.
Çocuklarımız eğer sahabe ahlakıyla ahlaklanamıyor, sahabeyi kendine kahraman veya ‘rol model’ göremiyorsa sorunu kendimizde arayalım. Belki de evladımız elimizin altındayken, küçükken yeterince ilgi gösteremedik ona; ilgilenmemiz gereken telefonumuz, televizyonumuz, cevaplanması gereken mesajlarımız, aramamız gereken eşimiz dostumuz, silinmesi gereken halılarımız, mobilyalarımız vardı.
Bir şeyler yapmalıyız. Gençlere örnek olabilecek sağlam gençleri öne çıkarmalı, onlara göstermeli, bir pop yıldızı kadar değilse de gençlerin gözüne görünecek kadar görünür kılmalıyız. Gençlerden müteşekkil ve herkesin ilgisini çekecek bir ilahi grubu olabilir bu. Doğudan batıya, hatta dünyanın dinleyebileceği bir grup… Genç yazarları kitap yazmaya teşvik etmek ve yazılan kitabın reklamını iyi yapmak, sosyal aktivite ve etkinlik grubu, tiyatro ekibi kurmak vs şeklinde olabilir. Ama gençler, gençlerden oluşan adam gibi adam bir kadro görmeli önlerinde –ki onlara özensin, onlar gibi olmaya çalışsın. İşimiz çok zor, Rabbim işlerimizi kolaylaştırsın.