İlimle Bilim Arasındaki Mesafe
Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O`nun pak Rasûlüne olsun.
Bir sezon daha kapandı, öğrenciler üniversitelere yerleşti. Yerleşen yerleşti de ya yerleşemeyenler ne oldu? Bir yılları heba oldu. Derdimiz sınava girip de kazanamayan bütün öğrenciler değil, derdimiz bizimkiler. Bizden olanlar, bizden yana olanlar, Müslüman olanlar, bir yerlere geldiklerinde çarşafımızla sakalımızla yanına gidip çekinmeden işlerimizi hallettirebileceğimiz kişiler. Lafı geveleyip de sizi yormayalım. Derdimiz, medresede okumuş olanlar.
Yaşıtları lisede haramlar peşinde koşarken medreseyi tercih edip ailelerinden kilometrelerce uzakta medrese eğitimi alandır onlar. Yaşıtları ellerinde milyarlık telefonla sosyal medyada boy gösterirken, anne-babalarını dahi hocalarının telefonuyla arayanlar... Yaşıtları dinden imandan nasıl uzaklaşırım derken, Hakk`a daha çok nasıl yaklaşırım diye düşünenlerdir onlar…
Hamdolsun artık eskisi gibi “Bundan ne köy olur ne kasaba. Bari yollayalım hoca olsun.” denilen bir devirde yaşamıyoruz. Medreseye başarısız, okula başarılı çocuklarını gönderen ebeveynler yok denecek kadar azaldı. Hal böyle olunca medreseye pırıl pırıl akılla parlak bir zekâya sahip çocuklarımız gider oldu. Bu çocuklarımızın birçoğunun hayalinde Arapça hocası vs olmak yok. Kimisi tıp istiyor, kimi hukuk, kimi mühendislik veya eczacılık. Ama gel gelelim medrese eğitimi buna müsait değil. Bazı medreselerde hem medrese hem de okul dersleri verildiği biliniyor ancak medrese derslerinin ağırlığı arasında okul derslerine yeterince ağırlık verilemediği aşikâr.
Ülkenin ve özellikle de ümmetin geleceği için bir şeyler yapılmalı. Yıllar sonra meydanın İslam düşmanlarına kalmaması için elimizi taşın altına koymalı. Bir insan hem hafız hem doktor olabilmeli; hem eczacı hem Arapçaya vakıf olabilmeli. Gençlerimizde müthiş bir potansiyel var, bu potansiyel acilen ilim ve bilimle doldurulmalı.
Âcizane tavsiyemiz, belli başlı şehirlerde okul derslerinde başarılı olan öğrencilere özel ‘Medrese-Okul`lar olmalı. Temel lise gibi; ama medrese eğitimi de olmalı. Önceden bu ‘Medrese-Okul`un detayları, orada okuyacak öğrenciye anlatılmalı. Genç de mademki hem medrese okumak hem de yüksek puanlı yerler kazanıp birtakım yerlere gelmek istiyor, Allah rızası için gecesini gündüzüne katmaya niyet etmeli.
Her yıl yüzlerce genç icazet alıyor. Bu gençlerin ahlakları, huyları, yaşam tarzları çoğunlukla diğer insanlardan güzeldir. Ve bu güzel insanlar arasından her yıl ikişer tane hafız ve fakih tıpçı, eczacı, psikolog, hukukçu, uzay bilimci, öğretmen vs. çıksa bize yeter. Yetmez de yeter. Şükrederiz, Rabbimiz ileriki yıllarda artırır.
İlimle bilim arasındaki mesafe arttıkça ümmet gerilere gidiyor. Biz başkaları gibi ilimsiz bilime talip olamayız. Bizim dokuz yaşındaki çocuklarımız astronot olup uzayda ezan okuma hayalleri kurarlar. Nasıl olur da ilimsiz bir bilimle nefes alabiliriz? Biz acemice bile yazamadık meramımızı, büyüklerimizin bunu ustaca okuyup gereğini yapmaya çalışacaklarından şüphemiz yoktur. Wesselam.
Sezgin Özbay