Edep
Rabbimiz`e hamd, Rasûlüne salât ve selam olsun.
Yaşanan her imtihan, edebe dair bir şeyler öğretir insana. Hastalıkta sabır, bollukta şükür, nimete kavuştuğunda her nimetin kullanım ve şükür adabını öğrenir edepten nasibi olan insan.
Herkesin edebi farklıdır. Çünkü her insan aynı imtihanla sınanmaz. Kimisi de imtihan edilir ancak edebini alamaz, varsa da koruyamaz. Zira bazı durumlarda edep can yakıcıdır.
Edebin en büyük düşmanı nefstir ve nefs ruhun edebe bürünüp bu edebin bedene sirayet etmesini istemez. Çünkü edep, adeta bir antikor gibi nefs mikrobunu zayıflatır, daraltır, boğar. Daralan nefs, nefes alamaz hâle gelir. Adeta onun canı boğazına dayanır. Sonunun böyle olacağını bilen nefs, edeple nasıl iyi geçinebilir ki?
Edep; öfkeyi yutmak, kötülükleri unutmak ve kırıcı sözleri tutmaktır. Edep; sükût etmek, sabretmek, olgunluk göstermektir. İçin için yanmaktır edep, alevlenip parlamak ve her yeri yakıp kavurmak değildir. Gerçi kimisi için edep, alevlenip parlamak, yakıp kavurmaktır. Çünkü edep, niyette gizlidir. Ve Allah için yapılan her iş, her hareket edep kapsamındadır.
Ateşin edebi yakmaktır, suyun edebi söndürmek. Ateşin edebi ısıtmaktır, suyun edebi serinletmek. Ateş hemen parlıyor diye ona edepsiz diyebilir miyiz? Böyle söylemek cehennem ateşini dahi gücendirir. Zira o, Allah`ın emriyle yakar mücrimleri, zalimleri ve inkârcıları. Ama eğer ateşin karşısındaki İbrahim(as) ise, o zaman ateşin edebi ‘serinlik ve selamet olmak` olur. Demek ki edep, Allah`ın emri veya rızasında gizlidir.
Edepsizlik ayrık otu gibi tek bir kökten yani nefsten çoğalır. Şeytanı bu işte suçlamaya gerek yoktur. Zira o, insana dilediğini yaptırmaya muktedir değildir. Sadece teklif eder…
Ruhun nefsle mücadelesinde sadece edepli kimsenin ruhu galip gelir. Edep sabırdır. Ve sabır, içinde kor bir ateş varken sakin kalabilmek, hâline şükredebilmek, dahası başkalarına huzur ve sükûn vesilesi olabilmektir. Edep, mümin kardeşinin sözüne söz değil, özüne öz eklemektir. Edep, mümin kardeşinin lafına değil safına bakmaktır. Zira lafını yanlış anlayabilirsiniz ama müminin safı her zaman tektir ve haktan yanadır.
Edep, manevi hastalıklara karşı hem önleyici hem de tedavi edici ilaçların bedava verildiği en güzel eczanedir. Edep eczanesinden sabır ve sükût ilaçlarını almayan, manevi her türlü hastalığın pençesinde kıvranmaya mahkûmdur.
Edep hem eczanedir, hem de ilacın kendisi… Her ilaç her hastalığa iyi gelmediği gibi, her adap da her insana uymaz. Tebessüm etmek sadakadır ve edeptendir. Ancak karşıdaki kişi tebessümü yanlış anlıyorsa, o zaman tebessüm edepsizlik olur.
Edep, çok değişken bir kavramdır; yere, zamana, kişiye göre değişir. Kimi zaman istemektir edep, kimi zaman istememek… Kimi zaman vermektir edep, kimi zaman esirgemek. Kimi zaman kalmak, kimi zaman da arkana bile bakmadan gidebilmek…