Yeni Yıl, Üç Aylar ve Zaman Şuuru

Bugün 1 Ocak, yeni bir yıla adım atarken ve ömür sermayesinden bir yıl daha tükenirken, bunu bir muhasebe vesilesi değil de bir eğlence sebebi kılmak, insanoğlunun gafil ve garip bir anlayışı… Oysa Fahreddin-i Razi’nin Asr suresi ile ilgili tefsirinde ifade ettiği gibi, ömür sermayesi buz hükmündedir ve her an erimektedir. Sermayesi erimekte olan birinin tepkisi sevinmek ve eğlenmek değil, bilakis endişe duymak olmalıdır. Zira eriyen sermayeyi erimekten kurtarmak mümkün değildir ama o sermayeyi hakkıyla ve yerinde kullanmak, o sermayeyi değerli kılacaktır.

Öte yandan yarın mübarek üç ayların ilki olan Receb ayına da merhaba diyeceğiz. Yüce Rabbimiz (c.c.), üç aylarda da olduğu gibi tüm ibadetleri belli bir vakte bağlamıştır. Namaz, oruç, hac, vs. tüm ibadetler bizlere bir zaman ve disiplin şuuru verir. Hiçbir ibadet, vakti gelmeden ifa edilemez, vakti gelince de ertelenemez. Aksi halde ya vakti geçtiği için hükmünü ya da çok ertelendiğinden dolayı kıymetini kaybeder. İbadetlerle verilen bu şuur, hayat boyunca gerekli olan bir şuurdur ve mücadele sahasında olan mü’minler için daimi bir ihtiyaçtır.  

Zamanın kıymetini bilenler ve buna dair sorumluluklarını yerine getirenler, her daim önde olmuşlardır. Batı tüm vahşetiyle ilerlemesini buna borçludur. Bilge Lider Aliya’nın da ifade ettiği gibi; “Batının gücü modada, gece kulüplerinde ve ahlaksız gençlikte değil, batılı insanların hayranlık bırakan çalışkanlık, gayret ve sorumluluklarında yatmaktadır.” Ve bu konuda Müslümanlara da bir eleştirisi vardır Aliya’nın; “İbadetleri temizlik ve zamana riayet olan insanlar, niçin temizlik ve dakiklik örnekleri değildir? Disiplin nasıl olur da onların tabiatı haline gelmiyor.”

İslam, bilim ve teknoloji tarihi araştırmalarında dünyanın önde gelen bilim insanlarından biri olan ve 2018 yılında kaybettiğimiz Prof. Dr. Fuat Sezgin; günde 17 saat çalıştığını, öğle arası dışarı çıkıp yemek ile zaman harcamak yerine atıştırmalık bir şeyler yediğini, düğününde bile sade bir düğünle pek kimseyi çağırmadığını, zira insanların zamanını kendi düğünü ile tüketmek istemediğini söylüyordu. Bu hal bizler için ifrat boyutunda olsa da, bir Fuat Sezgin ancak böyle çıkabiliyor. Zamana değer verme ve cehd…

Yine bir Alman hocanın Müslüman öğrencilerine söylediği şu sözler dikkate değerdir: “Avrupa’da tren saatlerinin küsuratlı olması size saçma gelebilir ama biz zaman şuurunu sizden öğrendik. Zira ibadetlerinizde yer önemli değil, ama zaman çok önemlidir.”

İslam ümmetinin içinde bulunduğu mevcut hal, ancak kendi değerlerine döndüğü gün değişecektir. Zamanı iyi kullanan, cehd, gayret ve sorumluluklarını yerine getiren bir ümmet ancak aziz olmayı hak edecektir.  

Son sözleri, vefatının sene-i devriyesinde rahmetle andığımız Mehmet Akif Ersoy’a verirken, yeni yılın insanlığa ve üç ayların İslam ümmetine hayırlar getirmesini diliyorum.

Zevke dalmak şöyle dursun, vaktiniz yok mateme,

Davranın zira gülünç olduk bütün bir âleme…

Çalış!” dedikçe Şeriat, çalışmadın, durdun,

Onun hesabına birçok hurafe uydurdun!

Bunca zamandır uyudun uyanmadın;

Çekmediğin çile kalmadı, uslanmadın.

Çiğnediler yurdunu baştanbaşa.

Sen yine bir kere kımıldanmadın!

Yıllarca asırlarca süren uykudan artık,

Silkin de muhitindeki zulmetleri yak yık!

Bir baksana: Gökler uyanık yer uyanıktır;

Dünya uyanıkken uyumak maskaralıktır!