• DOLAR 34.39
  • EURO 36.563
  • ALTIN 2873.211
  • ...

Ekonomik kriz ve ahlaki yozlaşma, toplumda büyük depremlerin yaşanmasına neden oluyor. Ekonomik sıkıntılar ve ahlaki çöküş ailede huzur bıraktı mı?

Boşanmalar arttı, aile kurumu ahlaki yozlaşma ve ekonomik sıkıntılardan dolayı dağılıyor. Toplum, açlık ve yokluk içinde… Ahlaki yozlaşma almış başını gidiyor. Asgari ücretle geçinmek neredeyse imkansız hale geldi. Kamunun kaynakları halka hizmet yerine ifsada ve konserlere harcanıyor.

Belediyeler fütursuzca belediye kaynaklarını konserlere harcıyor. Ekmek yoksa pasta yesinler misali bir vaziyete geldik. Halk açlık ve yokluk içinde hizmet beklerken belediyeler, eğlence tertipliyor.

Lafla peynir gemisi yürümez. Nerede sosyal belediyecilik anlayışı…. Kaynaklar halka hizmet yerine birkaç sanatçı müsveddesine peşkeş çektiriliyor.

Yetimin, öksüzün, çaresizin, dar gelirlinin hakkı olan kaynaklar, halkı her türlü kötülüğe sürükleyen sözde sanatçılara aktarılıyor.

Öte yandan eğitim camiasında aynı durum söz konusu… İlkokuldan tutun da üniversitelere kadar büyük bir ahlaki yozlaşma ile karşı karşıyayız…

Çocuklara lgbt dayatan etkinlikler rahat bir şekilde okullarda yapılıyor. Ortaokul ve liselerde partiler kurularak gençler kötü alışkanlıklara bulaşıyor. Üniversitelerde etkinlik, gezi ve festival adı altında yozlaşma had safhaya ulaştı.

Gençlerin bu duruma gelmesinde ailenin ve eğitim kurumlarının da payı büyük. Gençler maddeperest yetişiyor. Hayatlarının merkezinde lüks, para, konfor ve sınırsız özgürlük var. Aileler güzel bir iş, dolgun bir maaş aşılarken, eğitim kurumlarının da onlardan geri kalır yanı yok.

“Gençlik merkezleri” var, gençlere her türlü etkinlik ve gezi programlarını düzenleyen. Maksat gençlere bir şeyler verebilmek(miş). Fakat gençlere değerlerinden, kültürlerinden, edep ve ahlaktan başka ne derseniz veriyorlar.

Farklı iller, farkı kültürler tanımak amacıyla geçenlerde üniversite öğrencilerine yönelik gezi düzenlendi. Geziye giden genç kızlarımızın anlattıkları bizleri hayrete düşürdü. Kendilerine içmeleri için alkol sunmuşlar. Bu nasıl bir zihniyet.

Ailelerin çocuklarını gezi diye emanet ettikleri kurumlar, gençleri böylesi bir şeye davet etmeleri akıl alır gibi değil.

Bize doğru gelen büyük bir tehlike var. Bu tehlikeyi sürekli haykırıyoruz. Bir şeyler yapılmalı diye.

Konser, gezi, tur, etkinlik adı altında gençler gayri ahlaki yaşam tarzına, büyük bir kültür asimilasyonuna uğruyor. Bu durum toplumu boşluğa ve buhrana itiyor.

İş öyle bir vaziyete geldi ki kamusal alan ile özel alanın anlamı kalmadı.

Hayasızca bir akın, özel alanda olması gereken vaziyeti kamusal alana taşıyor. Özellikle kamuya açık alanlarda meydana gelen gayri ahlaki rezaletler diz boyu. Kişinin kendi evinin içinde dahi haya ettiği hal ve davranışlar özgürlük kılıfı ve kisvesi altında yapılıyor.

Ahlak, edep, iffet, ar ve namus kavramları bazı kesimler ve kimseler tarafından bir anlam ifade etmiyor. Bundan olsa gerek sokaklarda, parklarda, caddelerde kamuya açık olan her yerde hayasızlıklar ulu orta işleniyor.

Sonra da toplum neden bu halde, gençlik neden bu hale geldi, aile kurumumuzu kaybediyoruz, diye söylenmeye başlıyoruz.

Bu noktada yetkili merciler, gerekli tedbirleri almalı. Kamuya açık alanlarda yapılan ahlaksızlıklara müsaade edilmemeli, gerekli denetimler yapılmalı.

Herkesin adeta üryan bir şekilde kamuya açık alanlarda dolaşmalarına müsaade edilmemeli. Hem aile kurumumuzu korumak hem sağlıklı bireyler yetiştirmek, geleceğimizi güvenli ellere bırakmak için bazı önlemler alınmalı. “Kamusal Ahlak Yasası” gibi. Böyle bir yasa uygulanmalı, uygulanmalı ki toplumda meydana gelen erozyon ve deprem durdurulabilsin, aksi halde geleceğimiz, karanlık ve kasvetli görünüyor.

Ahlaki tedbirler, eğitim kurumları başta olmak üzere, toplumun bütün kesimlerinde acilen alınmalıdır.