Sanal afyon!
Sosyal medyanın hayatımızın her alanında söz sahibi olduğu bir dönemden geçiyoruz. Kullanıcıların iradesi ipotek altına alınmış.
Sanal ile gerçek hayat arasında uçurumlar var. Gösteriş, riya, ahlaksızlık, vurdumduymazlık, beğenilme, bencillik, kirli bilgi, yanlış yönlendirme ve yönlendirilme, insanlığın yitirilmesi...Ne ararsanız var bu mecralarda. Sosyal medya bağımlıları, egolarını tatmin etmek, tıklanma sayılarını arttırmak, narsist duygularını tatmin etmek için kendilerine ait bir dünya oluşturma çabasında.
Sosyal medya mecralarının uçurumundan, dipsiz, karanlık kuyulara dalan dalana. Sanal dünya, değer yargılarımız ve insani erdemler adına ne varsa alıp götürdü.
Emperyalist ve Siyonistlerin güdümünde olan sosyal medya mecraları büyük bir bataklığa dönüştü. Çağımızın afyonu durumuna gelen bu mecralar, uyuşuk, vurdumduymaz, insani tüm özelliklerini yitirmiş, sapkınlığın pençesinde debelenen bir nesil oluşturmuş maalesef.
Bir de Instagram konusu var.
Günlerdir herkesin konuştuğu şey Instagrama erişim engeli. Instagram kullanıcılarının tepkileri büyük. Sosyal medya bağımlıları, sosyal medyanın sadık kullanıcıları oldukça fazla imiş bunu da erişim engeli gelince daha net öğrendik.
Sosyal medya platformlarından kullanıcısı çok fazla olan korkunç bir bağımlı kitlesi var ve erişim engeli geldiğinden beri madde bağımlılarının krize girdiği gibi krize girmiş durumdalar.
Instagramsız yaşayamam, Instagramı istiyorum diye yırtınan kitle. 57 milyondan fazla kullanıcısı varmış. Ne korkunç bir rakam.
57 milyon kullanıcısı ile Instagram için Türkiye büyük bir Pazar yeri. İfade özgürlüğü adı altında milyonları yönlendiriyorlar. Yalnız kullanıcılar Instagrama neden erişim engeli getirildiğini anlamak istemiyorlar, Instagram da Instagram deyip duruyorlar. Instagram Türkiye’ye meydan okurcasına istediğini yapıyor, yaptırıyor. Türkiye elbette erişim engeli getirecektir, neticede kendi vatandaşını korumak zorunda.
Instagram suç işliyor, kullanıcı özgürlüğüm elimden alındı diyor! Gençlerimizi, çocuklarımızı, aile kurumumuzu, toplumumuzun ahlâkî ve manevî değerlerini korumak gerekiyor. Türkiye’nin bunu yapmasından daha doğal ne olabilir ki?
Aile bizim için çok önemli ve mahremdir. Ama dijital platformlar mahremiyeti bitirdi. Instagram olmazsa gezmeye de tatile de gitmiyoruz. Instagram olmadan hayatın tadı tuzu yok diyor kullanıcılar. Nasıl olsun ki? Instagram’da insanların hayatlarını yöneten sahte, sanal bir dünya var. Uykudan uyanır uyanmaz gözünü Instagram ile açan insanlar! O da gidince dünyaları ellerinden alınmış bir kitle. Sosyal bir çürüme dedikleri bu olsa gerek. Birkaç günlük erişim engelinden dolayı bunalıma giren, ortalığı velveleye veren bu kitle, 11 aydır hem vahşet hem açlık ile mücadele eden, en sevdiklerini toprağa veren mazlum Gazze halkı için bu kadar yırtınmadılar. Evet kimi kullanıcılar tepki verdiler ama söz konusu Instagram olunca çığırtkanlığa başladılar. Demek ki samimi değillerdi verdikleri tepkide. Samimi olmuş olsalardı erişim engelinin niçin verildiğini bildikleri hâlde böyle davranmayacaklardı.
Bir de Roblox diye bir oyun varmış. Bunu da yeni öğrendik. Neyse ki o da kapatıldı.
Güzel gelişmeler bunlar. Evlatlarımızı, daha doğrusu toplumu böylesi tehlikelerden korumak hepimizin görevi. Bu platformlar sadece çocukları değil büyükleri de esir almış durumda. Bireyleri bağımlı hale getiren, zihinleri uyuşturan, kalpleri körelten ve toplumu değerlerinden koparan bu tür dijital platformların kontrolsüz kullanımı birçok tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Bireyler sosyal ve psikolojik olarak olumsuz yönde etkileniyor. Sağlıklı bireylerin, sağlıklı bir neslin, güven dolu bir geleceğin inşası için bu adımların atılması gerekiyordu. Umarım toplumu olumsuz yönde etkileyen diğer platformlar da en kısa zamanda erişime kapatılır. Bu geleceğimiz açısından olması gereken bir adım. Kim ne derse desin bu böyledir.