• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Anne olmak...

Filistin’de, Gazze’de anne olmak...

Evladını büyütürken hem yaşamayı hem de ölmeyi öğretmek!...

75 yıldır Filistin halkına uygulanan zulmün, yaşanan vahşetin tanıkları anneler...

Ne oldu? Neden çıkmıyor sesiniz?

Kadın Hakları Savunucuları, size sesleniyorum!..

20 günü aşkın bir süredir Gazze’de siyonist işgal çeteleri fosfor bombaları kullanarak, camileri, okulları, hastaneleri ve sivil yerleşim yerlerini bombalayarak, kadın, çocuk, bebek, yaşlı ve sivilleri katlediyor.

Filistin’in karış karış işgal edilen topraklarında, Gazze’li kadınların ve annelerin feryatları yeri göğü inletirken neden kulak tıkıyorsunuz?

Her fırsatta kadın haklarından dem vuruyordunuz ya, yalancı ve ikiyüzlü olduğunuzu bir kez daha göstermiş oldunuz. Sizler mi kadın haklarını savunacaksınız! Siz kim, kadın haklarını savunmak kim?

Kokuşmuş ideolojik kirli dünyanızı, çocukların, kadınların ve sivillerin dokunulmazlığına kurban edecek kadar gaddarsınız!

Can, mal, nesil, namus, aile, bebek, kadın, inanç ve değerlere savaş açan işgalcilerin katliamlarına ve soykırımına sessiz kalırsınız. Utanmadan kadın haklarını savunduğunuzu söylüyorsunuz öyle mi?

Aile, çocuk, bebek, nesil, inanç düşmanı olduğunuzu biliyorduk, buna sessiz kaldıkça feminizmin siyonist versiyonu olduğunuzu ayrıca teyit ettiniz.

Kimse sizleri görmüyor sanmayın. Sessiz kaldıkça, maskeleriniz bir bir düşüyor.

Gazze’de siyonist çetelerin soykırımına gözlerinizi kapayarak sadece kendi dünyanızı karartmış olursunuz.

İdeolojik küçücük şeyleri bile bahane ederek yürüyüşler düzenleyen, sloganlar atan kadın dernekleri neden sesiniz çıkmıyor? Niçin tepki vermiyorsunuz?

Yoksa zulme uğrayan, evi yıkılan, yuvası dağılan, çocukları gözlerinin önünde katledilen Gazzeli kadınlar olunca mı bu sessizliğiniz, suskunluğunuz, tepkisizliğiniz?

75 yıldır toprakları ellerinden alınan, küçücük bir toprak parçasına mahkum edilen, her türlü baskı, zulüm ve boykotu yaşayan, mal varlıklarına el konulan bu halkın yaşadıkları, insanlık onur ve haysiyetini ayaklar altına alan, insanlığı katleden Siyonist vahşeti...

Siyonist işgalci çetelere her türlü desteği ve yardımı veren sözde medeni, uygar, insan hakları savunucuları, Amerika ve Avrupa,  olmayan medeniyetiniz batsın. Ya onların zihniyetiyle yetişmiş devşirme yerli Siyonist zihniyetlere ne demeli? Birkaç kuruşluk dünya menfaati için insanlığınızı yitirmeyin. Yaşananlara rağmen üç maymunu oynamaya devam ediyorsanız batsın batı hayranlığınız. Masum bebelerin ve çocukların, kadınların ve beli bükülmüş yaşlıların yaşadıkları zulmün ahını alanları Allah’a şikayet ediyorum, Şehit Şeyh Ahmet Yasin’in duasıyla…

Arşı alayı titreten bu zulümlere sessiz kalan İslam ülkelerinin liderlerine de söyleyecek çok söz var.

Ey İslâm ülkelerinin idarecileri, açın gözünüzü ve kulaklarınızı, kalmışsa eğer vicdanınız Gazze halkının feryadını işitin. Gazze’de su yok, elektrik yok, internet yok. Siyonistler en ağır silahlarla saldırırken bu mezalime seyirci kalmayın. Sessiz sessiz izlemeyin, çıksın artık sesiniz. Yetmez mi bu sessizlik?  Siyonistler kadın öldürmüş, çocuk öldürmüş, bebek öldürmüş, sivil yerleşim yerlerini bombalamış...

Bu ne vurdumduymazlık, bu ne vicdansızlık...

Sizler rahat rahat evlerinizde uyuyun! Ali menfaatleriniz için sessiz kaldıkça, mahkem-i kübra da vereceğiniz hesap büyüyor.

Unutmayın, bu gün Gazze, yarın Irak, öteki gün Türkiye, başka bir gün başka bir belde her an siyonist işgal tehlikesiyle baş başa…

Gazze’de Müslümanların “Kelime-i şehadet getiren, ben Müslümanım diyenlerin sesiz kalmalarından dolayı onlara hakkımızı helal etmiyoruz” diye haykırışları kulaklarımda çınlıyor. “Hakkımızı helal etmiyoruz” ne büyük bir söz. Bu haykırışın ve bu feryadın sesine kulak tıkamak ne büyük bir gaflet ne büyük bir kayıp.

Dünya üzerinde 2,5 milyar Müslümanın bir avuç Siyonist’e karşı suskun kalması!!!...

Ve Gazze halkına bu onların kaderi deyip suçu kadere yüklemesi... İşte asıl gaflet bu.

Gazze halkı bugün İslam ümmetinin yükünü tek başına omuzlamış, Siyonist barbarlara karşı dinini, dini mübini müdafaa etmek için kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden cihat ediyorlar. Bu insanlık onurunu, haysiyetini ayaklar altına alan, savaşın haysiyetini hiçe sayarak katliamlar gerçekleştirip adeta oraları mezbahaya çeviren işgalcilere karşı Müslümanların gayrete gelme vakti çoktan gelip geçmiştir. Şayet bu gayretsizliğiniz gayretullaha dokunursa orada yanan ateş sizi de yakar.

Onların tanık olduklarına, yaşadıklarına şahit oldukça anneliğimden utanır oldum. O anneler Siyonist işgalciler evlatlarını öldürsünler diye doğurmadılar.

Ey İslam Ülkelerinin idarecileri siz uyumaya devam edin, ama Müslüman halklar uyandı.

Halkların direnişiyle ve İslam ülkelerinin vicdanlı idarecilerinin destekleriyle inşallah zafer yakındır.