• DOLAR 34.413
  • EURO 36.281
  • ALTIN 2837.53
  • ...

Günlerdir içimiz yana yana konuştuğumuz tek konu Filistin. Filistin halkının yaşadıkları...

Vahşetin doruk noktası... Hedefte kadınlar ve çocuklar var...

Yine kan, yine gözyaşı, yıllardır dinmeyen acı. Hangi yürek dayanır buna? Küçücük bedenler paramparça...

İşgal çetelerince tonlarca ağırlığında patlatılan bombaların şiddetinden masum yavruların tir tir titreyen bedenleri gitmiyor gözlerimin önünden. İnsan bu kadar acımasız ve gaddar olabilir mi?

Olabiliyormuş demek ki.

Dünyanın en masumları, en savunmasızları olan Filistinli çocukların oyuncakları yok. Parkta, bahçede, sokakta gülüşerek güven içinde oyun oynayamıyorlar ve çocukluklarını yaşayamadan hayatı kanla, zulümle, gözyaşı ile tanıyan masum yavrucaklar...

Dünya suskun, insanlık suskun...

Bu insanlık dışı muameleyi film izler gibi izleyen dünya!...

Gazzeli annelerin feryadı Arş-ı Âlâyı titretiyor. Gazze’de anneler ölüyor, çocuklar ölüyor, masumlar ölüyor.

Gazze’de insanlık ölüyor.

Gazze’de vicdan, merhamet ölüyor...

Yaşanan vahşeti, yanan bedenleri... Çocukların korku dolu bakışlarını... Açlığı, susuzluğu, kimsesizliği...

O Minicik yavruların hıçkırıkları, hüzünlü ve kederli derin bakışları...

Neredesiniz ey Müslümanlar diye haykıran bakışlar...

Ve dünya suskun!!! İnsanlık suskun!!!...

Elektrik yok, su yok, ekmek yok... Ama buna rağmen o yüreği büyük insanlar asla vazgeçmiyorlar, vazgeçmezler.

Çocuğunun ceset parçalarını feryat ede ede toplayıp poşete koyan bir baba...

Upuzun yatan annesinin cesedine hasret, özlem ve çaresiz gözlerle bakan küçücük bir çocuk...

Elinde bir parça ekmek ile cennete uçan minik bir yavru...

Ve aç karnına şehit olan bir çocuğun annesinin ağıtları ve feryadı...

Filistin alev alev yanıyor.

Gazze ateş çemberinin içinde.

Filistin toprakları kanla sıvandı.

Gazze’nin üstüne dumanlı bir gece çöktü. Yıllardır süren zulmün son sahnesi... Hastane, cami ve okullar bombalanıyor. Çocukların, kadınların ahı yeri ve göğü inletiyor. İçimiz yanıyor, içimiz acıyor...

Ey vicdan sahibi Müslüman! Vicdanının sesini dinle. Gaflet uykusundan uyan, vicdan elbisesini giy. Vicdan elbisesi mutlak zafere ulaştıracaktır.

Siz ey Siyonistler!

Sizler eli kanlı zavallılarsınız. Boş hayallere kapılmayın. Müslümanlar için Filistin, Mescid-i Aksa bir sevdadır ve Müslümanlar asla vazgeçmeyecekler.

Zalimliğin ile nice bebeler annesiz, nice anneler bebesiz kaldı. Ama senin zulmün Filistin halkının azim ve gayretini arttırıyor.

Belki de şehadeti özlüyorlar Gazze’nin kollarında.

Minik yavruların içine korku salan zalim unutma... Unutma...

Bu çocuklara, bebelere yaşattıklarını unutma. Çünkü bebeler yaşadıkları bu vahşeti hiçbir zaman unutmayacaklar.

Aç kaldıklarını, susuz kaldıklarını, annesiz ve babasız kaldıklarını unutmayacaklar. Kimsesiz kaldıklarını unutmayacaklar. Topraklarını işgal ettiklerini unutmayacaklar.

Bu çocuklar ve Müslümanlar var oldukça o topraklar size yar olmayacak. Çünkü Filistinli anneler çocuklarını şehadet ninnileri ile büyütüyorlar. Onlar şehadete yabancı değil aşinalar.

Gözünde korkunun zerresi olmayan yiğitler... Zalimin içine korku salan küçük kahramanlar... Sizler Müslümanların umudu oldunuz. Sizin cesaretiniz Siyonist’in içine korku saldı. Korkudandır ki çocukları katlediyorlar. Ama korkunun ecele faydası yok. O masum yavrular, yuvalarını dağıttığınız, ailelerini katlettiğiniz, annesiz, babasız, ekmeksiz, susuz bıraktığınız çocuklar sizin kâbusunuz olacaklar.

Ey eli kanlı zalimler ve dünya müstekbirleri, gün gelir, devran döner, yaptığınız bu zulümlerin hesabını vereceksiniz.

Zulmün sonu yakındır elbet…  Yeter ki Müslümanlar bir olsunlar. Bir gece ansızın Ebabiller, Ömerler, Selahaddin-i Eyyubiler sizden hesap soracak…

Her kışın bir baharı, her karanlığın bir aydınlığı olduğu gibi Gazze’de de aydınlık ve bahar yakındır…

İşte o gün çocukların özgürlük günü gelmiş olacak… Cennetin kuşu olan masum kardeşlerinin o gün geleceğe umut taşıyan huzurun neşesi olacaklar.