• DOLAR 34.33
  • EURO 36.322
  • ALTIN 2834.248
  • ...

  Aksa Tufanı hakikaten tam bir laboratuvar oldu. Dünyadaki bütün kurumların, devletlerin ve her türden yapıların gerçek hüviyetlerini ortaya çıkarması bakımından çok büyük bir hayrın anahtarı oldu. Dördüncü ayına yaklaşan bir süreden beri devam eden cehennemi bir katliam ve yıkım devam ediyor ve dünyanın kılı kıpırdamıyor. Kimi son hızla yardımına koşuyor, kimi de cebine girecek üç beş paracığının hesabını yapıyor. İnsanlık daha önce böyle bir olayı hiç yaşamadı.

    Şu hakikatin altını kesinlikle çizelim ki, şayet ABD ve Avrupa’nın desteği olmasaydı israil ordusu diye bir şey ortada olmayacaktı şimdi. Ve tabii ki yapılan hunharca ve vahşi katliam ve yıkımın baş sorumlusu da ABD ve İngiltere’dir. En büyük utanç ve hıyanet ise Müslüman ülke yönetimlerine aittir. Tarih böylesi bir hıyanete hiçbir dönemde şahit olmamıştır.

   Hamdolsun ki israil ile beraber destekçisi olan emperyalist ülkelerin sihri kaybolup gitti. O dillere destan teknoloji ve askeri güçleri hani nerede?

Savaşın seksen yedinci gününde bu ceberut güçler hangi hedeflerine ulaştılar?

Hiç!

Yaptıkları tek şey yıkım ve masum sivillerin katliamı.

Tabir caiz ise Gazze vurulmuş tank ve askeri araçların mezbahanesine dönmüş. Her gün onlarca Siyonist çetenin leşi gömülüyor. Kahraman mücahitler katliamcılara göz açtırmıyor. Onca askeri eğitim ve akademilere sahip bir yapının askerleri, kendi gölgelerinden bile korkuyorlar. Bu aptal şaşkınlar ordusu defalardır kendi birlik ve arkadaşlarını vuruyor. Bu askerler savaşmak istemiyor ve ruhsal bunalım halindeler. Siyasi iradelerinin de aynı durumda olduğu bir gerçek. Mevcut iktidarın hali, hem içeride hem dışarıda iyi değil.

   Bu dökülmüş, perişan hâli görünce insan sormadan edemiyor: “Yahu bu ordu 1967’ savaşındaki Arap-israil savaşında üç önemli Arap devletinin ordularını nasıl yenmişti?” Hatırlayalım ki, üçüncü Arap-israil Savaşı, Altı Gün Savaşı veya Haziran Savaşı… 5 Haziran 1967 Pazartesi, israil ile Arap komşuları Mısır, Ürdün ve Suriye arasında başlamıştı. Savaş 6 gün sürdüğü için bu ad ile de anılır oldu. Savaşta Arap İttifakı'na Irak, Suudi Arabistan, Sudan, Tunus, Fas ve Cezayir de asker ve silah yardımıyla katılmışlardı. Hal böyle iken altı gün ancak dayanabilmişlerdi. Bugün ise dördüncü ayına girecek olan savaşa bakın. O bir avuç mümin insanın direnişi düşmanı perişan ediyor. Sıfır noktadan yapılan atışlar o dünyanın en modern cihazlarıyla donatılmış tanklarını havaya uçuruyor. Şayet bu kahraman mücahitlerin elinde yeterli silah ve imkanlar olsaydı o zaman nelerin olacağını görecektik.

Evet, Siyonist ordu onca ceberutuna rağmen hiçbir hedefine ulaşamamıştır. Tek becerdiği şey yüz bin ton bombayı sivillerin başına atıp on binlerce kadın ve çocuğu hunharca katletmek. Bu bir savaş değil, soykırımdır ancak.

   Başta Siyonist işgalci rejim ve onu destekleyen ABD ve Avrupa ne yapacaklarını bilemez duruma düşmüşler ve israil’in zevali korkusu herkesi sarmış durumda. HAMAS’a karşı duran Arap devletleri de çok kötü durumda. Gazze olayını unutturmak için yapay gündemler oluşturma telaşındalar.

  Evet, israil’i de onu destekleyenleri de büyük bir korku sarmış durumda. Siyonist Netanyahu Arap dostlarına bakın ne dedi:  “Şayet israil yıkılırsa sıra size gelecek” Katliamcının bu sözü Siyonist devletin Gazze’de ne duruma düştüğünü net olarak ele veriyor. Dileriz ki en kısa zamanda korktukları şey başlarına gelir de dünya ve bölgemiz de bu kanserli yapıdan kurtulur inşallah.