• DOLAR 34.582
  • EURO 36.215
  • ALTIN 2968.031
  • ...
Mısır, 25 Ocak devriminin ikinci yıl dönümü kutlamalarında yeniden karıştı. Coşkulu, sevinçli kutlamalar yerine, çatışmalı, kanlı bir tablo ortaya çıktı. Onlarca ölü ve yüzlerce yaralı... Port Said, İskenderiye ve Süveyş`te ilan edilen olağanüstü hale rağmen olaylar dinmedi ve dineceğe de benzemiyor. Çünkü Mısır iki yıldan beri dışarıdan ve içeriden karıştırılıyor. Diktatör Mübarek`in devrilmesinden beri bu ülke hedef tahtası oldu. Peki, kim bunlar, neden Mısır`ı karıştırıyorlar?

Mısır`ı karıştıranlar, çıkarları zarar gören dış odaklar ile içerideki derin devlet ve hortumculardır. Başta İsrail ve Amerika ile zengin körfez ülkeleri Mısır`da meydana gelen olayların arkasındaki dış güçlerdir. Halk desteği oldukça zayıf bir muhalefeti kullanarak ülkeyi istikrarsızlaştırma çabalarına aralıksız devam ediyorlar.

Yıllardır Mısır`ın zenginliklerini bedava yemeye alışmış şımarık bir azınlık ile devletin kurumlarını hala elinde bulunduran eski rejim kalıntısı güçler, ülkeyi bir kaosa sürükleyerek halkın oylarıyla Cumhurbaşkanı seçilmiş Muhammed Mursi`yi devirmek amacındadırlar.

Muhalif azınlık gurup, İhvan yönetimini istemiyor. Mursi`yi herhangi bir şekilde devirmek için ellerinden gelen her yola başvurmaktan çekinmiyorlar. Son olaylarda siyah maske giyen bir gurubun silah kullanarak güvenlik güçlerine saldırdığı ve kamu malı ile İhvan merkezlerini tahrip ettiği görüldü. Bir iç savaş provası kokan bu eylemleri yapan şahıslara karşı yeterli önlemlerin de alınmadığı kanaati var. Devletin güvenlik teşkilatında hala etkili yerlerde duran eski rejim kalıntısı kişilerin olmasının, bu tür insanlara koruma sağlandığı yönündeki endişeleri arttırıyor. Bütün bu olup bitenler karşısında halkın desteğini almış İhvan ve Mursi ise kelimenin tam anlamıyla bir “sabır” sınavı veriyorlar.

Yıkıcı muhalefetin başını çeken medya, başından beri olayları körüklemek için yangına benzin dökmeye devam ediyor. Bu son haftada Mısır gazete ve televizyonlarında öyle yalan haberler dolaşıyor ki, insan neye uğradığını şaşırıyor. Uydurma haberlere göre, Hamas, Kasam Tugaylarından 7000 tanesini Kahire`ye Mursi`yi korumak için göndermiş. Hamas`ın bu kadar askerinin olduğuna nasıl inanalım? Hem oldu diyelim; bu kadar asker 400 km aradaki mesafeyi sorunsuz bir şekilde nasıl kat edip de Kahire`ye ulaşabildi? Kimi medyada da, Mursi`nin milyarlarca dolar ayırıp Gazze`deki Hamaslıları Sina Yarımadasına yerleştireceği söylendi. Uzaktan yakından doğruluk payı olmayan yalan, iftira ve karalamalarla dolu bir medya karşısında durabilenlere “Allah sabırlarını arttırsın” demekten başka bir söz bulamıyoruz.

Geçen yıl bir futbol karşılaşması esnasında yaşanan şiddet olaylarının sanıklarına yargının verdiği kararı bile bahane edip sokaklara saldıkları çapulcularla kan dökenler nasıl muhalefet olabilirler? Bu kötü niyetli azınlık muhalif gurubun Mısır`ın şu zor durumdan geçmekte olan sorunlarını çözmekten uzak, kasıtlı odaklar tarafından yönlendirilen karanlık insanlar olduğunu her akıllı Mısırlı teslim ediyor. Sessiz çoğunluk ile İslami kesim ise sabrını korumaya devam ediyor. Allah etmesin onlar da sokağa çıkacak olurlarsa, ülke bir iç savaşa sürüklenecek. Zaten istenen de o; Mısır`ı da ikinci bir Suriye yapmak.
1991`de Cezayir`de Müslümanların iktidarını hazmedemeyen odaklar, ülkede on yıl süren ve iki yüz bin insanın canına mal olan bir iç savaş çıkardılar. Bugün Mısır`da istenen şey de odur. Batı haçlı zihniyeti, İslami dalgayı kırmak için yerli işbirlikçilerini kullanma siyasetini devam ettiriyor. Bu işbirlikçiler ise çoğunluğun desteğinden mahrum bilumum laik, liberal, solcu vb azınlıkta kalmış guruplardır. Yıllardır efendilerinin desteğiyle ülkenin kaynaklarını hortumlayıp İsrail ve Amerika`ya peşkeş çeken bu beyler, düzenlerinin bozulmasıyla beraber ellerinden oyuncağı alınan şımarık çocuklar gibi ağlamaya başladılar. Mısır ve diğer İslam ülkelerinde yaşanan sıkıntı ve sorunların kahir ekseriyeti bundan kaynaklanmaktadır.

Ancak bu süreç çok sancılı da olsa tamamlanacaktır. Bu fasit çarkı değiştirme görevi almış Müslümanlara sabırlı ve akıllı davranmaktan başka bir seçenek kalmıyor. Allah sabırlarını arttırsın, ayaklarını kaydırmasın inşallah.