• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Dünya Müslümanları kaç gündür İsveç’te bir densizin yaktığı Kur’an nüshaları meselesi ile kalkıp oturuyor malum. Türkiye’de de diğer halkı Müslüman ülkelerde de duyarlı Müslümanlar meydanlardadır. Karınca kararınca tepkilerini ortaya koyuyor, bu şekilde saflarını belirlemiş oluyorlar en azından. Ancak sonuç yine değişmeyecektir. Diğer benzer vakalarda olduğu gibi İsveç’in yaptığı yine yanına kâr kalacak ve muhtemel ki Müslümanların kutsallarına benzer saldırılar devam edecektir.

Oysa sonuç vermeyen bu rutin değişmelidir. Zaman ve gelişmeler gösterdi ki kutsallara yönelik saldırılara gösterilen her yumuşak tepki, bir sonrakine zemin oluşturuyor. Caydırıcı olmayan, bedel ödettirmeyen her yol ve yöntem aslında daha ağır bir yük olarak geri dönüyor.

İsveç’teki son olay ise diğerlerinden çok farklıdır. Ben olayı çakmağı çakan kişi üzerinden hiç değerlendirmedim. Olay onun çok ötesinde bir şey. Bir devlet organizesi var. Onu korumayı taahhüt eden ve eylem boyunca etrafında kuş uçurtmayan bir hükümet söz konusudur. Dolayısıyla bir densizin yaptığı fiil olarak addedilemez. Kur’an düşmanlığını yapan bir hükümettir, yani bir devlet. Bu işin hükmü de buna göre olmalı, İslam ümmeti buna farklı bir hüküm koymalıdır.

İşgalci Siyonist rejim üzerinde nasıl ki genel bir konsensüs var ise aynı durum bu densiz ülke için de söz konusu olmalıdır. İsveç de bütün İslam ümmetinden özür dileyip o densize bu izni veren hükümet yetkililerini cezalandırmak suretiyle gereğini yapana kadar bütün ümmeti bağlayan genel bir hükme tabi tutulmalı, adeta dünya onlara dar edilmelidir.

Bu anlamda gereğini yapmak üzere Ezher Ulemasından, Dünya Alimler Birliğinden, Necef, Kum gibi ilmi mercilerden harekete geçmelerini bekliyor ve dünya Müslümanlarını, yönetimleri gaflet içerisinde olan İslam Ülkelerinin yönetimlerine mahkum etmemelerini diliyoruz. Bir an önce çıkıp İsveç’in necis bir ülke olduğunu ilan etmelidirler.

Türkiye ise bu anlamda farklı değerlendirilmesi gereken bir ülkedir. Çünkü bu çirkin fiil Türkiye Büyükelçiliğinin önünde gerçekleştirildi. İslam Ümmetinin liderliğine oynayan bir ülkenin hükümetinin bu olay karşısındaki duruşu, İslam ümmetinin lideri olan bir ülkenin duruşu değildir maalesef. Yetkililerin çıkıp açıklamalar yapması, insanların gazını almaktan başka bir işe yaramıyor.

Türkiye, İsveç’e ağır bir bedel ödettirmelidir. Ya da bedel ödettirmek için harekete geçmelidir ki diğer halkı Müslüman ülke yönetimleri de harekete geçsin. Madem İsveç’i tel’in ediyoruz. O zaman tel’in’in ne anlama geldiğini de biliyoruzdur. Bunun gereğini yapmak durumundayız. İsveç uluslararası tüm platformlarda ablukaya alınarak yalnızlaştırılmalıdır.

İsveç halkından bu eylemi tasvip etmeyenler de bu anlamda Müslümanlarla dayanışma içerisinde olmalı ve bu insanlık düşmanı hükümete karşı harekete geçmelidir.