• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Evet, ETCEP Projesinde ilgili kurumların bu ısrarlarının nedeni nedir diye hep sorarız. Eğitim sisteminin sorunları, çıkmazları, açmazları cinsiyet ile alakalı mıdır? Bunu dayatmanın bilime, teknolojiye, ilerlemeye ne katkısı vardır? Ya da şimdiye kadar ilerlememiş olmamızın, geri kalmışlığımızın nedeni toplumu cinsiyetsizleştirememe sorunu mudur? Henüz cevabını bulamadığımız bu sorulara umarım bundan sonra bir cevap verilir.

Küreselleşmiş sözde yenidünyada, dalga dalga yayılan ahlaksızlık, sapıklık, ölçüsüzlük ve diğer süfli anlayışlara karşı devletten, ilgili kurumlardan ve özellikle yeni nesli yetiştirmek gibi en stratejik sorumluluğu üzerine alan Milli Eğitim Bakanlığından alternatif çözümler, çareler, önlemler üretmelerini beklerken ateşe benzin dökmeleri olacak şey değildir. Batıdan gelen ve ateşten tsunamiyi andıran yeni sapıklık kültürü bugünün dünyasının en büyük vebası olarak önümüzde durmaktadır. Bu tsunami, bizde olan ve bize ait ne varsa hepsini yakıp kül ediyor.

 Toplumumuzda var olan ailevi, fıtri, insani, maddi, manevi, hatta etnik, inançsal ve de ulusal bütün aidiyetleri, bağlılıkları ve ortak paydaları zir ü zeber eden bu afete karşı bir seferberlik başlatılması gerekiyor oysa. İnsanımızın, gençlerimizin, çocuklarımızın bu süfli sürece karşı hazırlanması, direnebilecek ve ayakta kalabilecek bir donanıma kavuşturulması gerekirken ilgili kurumların bu ateşi harlamaya çalışmalarının bir cevabı olmalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığının Talim ve Terbiye Kurulunca Ortaöğretim Tarih Dersi (9,10 ve 11. Sınıflar) Öğretim Programında yapılan değişikliğin 6.Maddesinde aynen; “Ders kitabı içeriği toplumsal cinsiyet eşitliği dikkate alınarak hazırlanmalıdır” ibaresi yer almaktadır. İnsan fıtratının değiştirilmesine matuf ETCEP projesinin bizzat bakanlıkça eğitim sistemine dayatılmasının nedeni; batıdan yapılan baskılar mıdır yoksa içerideki batı hayranı lobilerin eğitim sistemi üzerindeki hegemonyaları mıdır anlamakta güçlük çekiyoruz.

Eğitim sistemimizde var olan belirleyici mantalitenin toplumumuzu, hassaten yeni nesli söz konusu sapıklıklardan koruma gibi bir derdinin, bir endişesinin olmadığını gösteren bu yeni değişikliğin nedeni topluma izah edilmelidir. Daha önce defaaten yapılan açıklamalarda ETCEP projesinin yıllarca önce sona erdirildiği ve öyle bir uygulamanın olmadığı ifade edilmesine rağmen yeni müfredatın hazırlanmasında bu projenin esas alınması ne anlama geliyor?

Bir tarafta ilk fırsatta İstanbul Sözleşmesini tekrar hayata geçireceklerini ifade eden muhalefetin ana akım partileri, diğer tarafta eğitim müfredatını ETCEP projesini dikkate alarak hazırlamayı zorunlu kılan hükümetin ilgili bakanlığı bu anlamda aynı ortak paydada buluşmuş oldular.

Hükümet de muhalefet de toplumun ulvi değerlerini bu şekilde peşkeş çekmekle yazık ediyorlar. Bir ülke, bir toplum veya bir medeniyet, kendi öz değerleri, manevi dinamikleri ve inancı ile ancak eksen olabilir. Başkasının sapıklıklarını, süfli değerlerini, kokuşmuş yaşam tarzını öpüp başınıza koymak, toplumunuza dayatmak suretiyle kendi ekseninizi değil, belki onların eksenini kurmuş oluyorsunuz.

Şu yapılan şey aslında toplumsal bir harakiridir. Kendi kendimizi bitirmektir. Bir medeniyetin köküne kibrit suyu dökmektir.