Askeriyle, Siviliyle(!) Ruh Hastası Olan Bir Ülke
Mukaddes topraklarda kurdurtulan İsrail adlı terörist rejimin halkı, dünyadaki hiçbir ülkenin halkıyla benzerlik taşımamaktadır. Siyonist rejimin halkı da en az kendi rejimi kadar insanlıktan nasipsiz, acımasız, terörist, ruh hastası bir halktır. İşgal topraklarında yaşayan Yahudilerin çok azı vicdan sahibidir ve Siyonist rejimin vahşetleri karşısında tepkilidir.
Siyonist rejimin işgal ettiği topraklarda yaşayan Yahudi halkın Müslüman Filistin halkına bakışı ve davranışı insanı dehşete düşüren bir durumdadır. Bu, aslında Siyonist rejimin eğitim sisteminin doğal bir sonucudur. Siyonist rejim bilinçli olarak çocuklarını, gençlerini birer terörist olarak yetiştirmektedir. İşgalci israil terörist bir oluşum olduğu gibi, terörist yetiştiren bir üretim merkezi görevini de görmektedir. İşgalci israil halkının en az yüzde sekseninin Filistin halkına yönelik soykırımı desteklemesini bu gerçeğin ışığında değerlendirdiğimiz zaman, şaşırılacak bir şeyin olmadığını göreceğiz.
Çoğu insan İsrail’deki sivillerin, hatta çocukların bile Filistin halkına karşı işlenen tüyler ürpertici vahşet ve beşikteki bebeklerin parçalanması karşısında sevinç gösterilerinde bulunmasını, vahşi katliamları dans ederek kutlamasını büyük bir şaşkınlıkla izlemektedir. Sivil bir halk nasıl olur da böyle vahşi, barbar bir zihniyete sahip olabilir. Küçük çocuklar bile nasıl böyle sadist hale getirilebilir demekteler.
Siyonist rejim, kendi halkını da kendisi gibi psikopat katillere dönüştürme başarısını göstermiştir. O yüzden ısrarla işgalci israil’de sivil yoktur; rejimiyle, halkıyla barbar suçlulardır; devlet olarak yaşamaya hakkı yoktur, o topraklarda yaşayan Yahudiler işgalcidirler ve geldikleri yere gönderilmelidirler diyenlere hak vermek gerekmektedir.
Bu sözlerimi abartılı bulanlar, sözde sivil İsraillilerin Gazze’de yaşanan soykırımla ilgili sosyal medyadaki paylaşımlarına baksınlar. Söz konusu paylaşımlar küçük bir kesimle de sınırlı değildir. Hem çok yaygındır hem de erkek, kadın, genç, yaşlı Siyonist halkın tüm kesimlerini kapsamaktadır.
Siyonist halkın, Gazze vahşeti karşısındaki tepkisinden özet olarak birkaç örnek vereyim:
İçinde kadın ve çocukların bulunduğu binaların havaya uçurulmasını kadeh tokuşturarak, kahkahalar atarak, birbirleriyle çak yaparak karşılamak…
Kadın ve çocukların vahşice bombalanıp topluca katledilmelerini sokaklara dökülüp dans ederek kutlamak…
Masum, sivil halka ölüm yağdıran füzelerin üzerine ‘benden size hediye’ diye sloganlar yazmak, karikatürlerle Filistin halkını aşağılamak, gülücükler çizmek…
Katledilen bebeklerini kucaklarında taşıyıp ağıt yakan Filistinli anaların kılığına bürünüp onlarla alay etmek…
Parçalanmış Filistinli mazlum sivillerin cesetlerini tekmelemek; iğrenç, çirkin davranışlarda bulunmak…
Asker kılıklı alçak katil Siyonist nişanlılarının öldürdükleri gencecik Filistinli kadınların kulak ve boyunlarında koparıp getirdikleri kolye ve küpeleri sevinç çığlıkları içinde kabul etmek…
Ve daha nice korkunç paylaşımlar.
Siyonistlerin Müslüman Filistin halkını asla insan görmediklerini, onların acılarından zevk aldıklarını gösteren nice görüntüler.
Gazze savaşı, Siyonistlerin askerleriyle, siyasetçileriyle, aydın ve gazetecileriyle, sözde sivil halkıyla, erkekleri ve kadınlarıyla ruh hastası bir güruh oldukları, onlarla barış içinde yaşamanın mümkün olmadığı, bu katiller güruhunun anladığı tek dilin şiddet olduğu ve mutlaka mukaddes topraklardan kovulmaları gerektiği gerçeğini inkâr edilemez bir hakikat haline getirmiştir.