• DOLAR 34.51
  • EURO 36.494
  • ALTIN 2909.038
  • ...

Geçen gün sosyal medyada bir paylaşıma rastladım. Murat Övünç adlı bir eşcinsel sanatçının Gebze’de verdiği konserden bir alıntı yapılmıştı.

Türkiye’nin geldiği acınası durumu resmeden görüntüler vardı video alıntısında. Kadın kıyafeti giymiş bir eşcinsel bir şehirde binlerce kişiye göğsünü gere gere konser verebiliyor. Hem de kadınlara yönelik. Çok çirkin bir şekilde giyinmiş ve tahrik edici üslupta şarkı söyleyen bir eşcinsel sanatçı bu ülkenin kadınlarına hiçbir engelle karşılaşmadan konser verebiliyor. Dahası sosyal medya yoluyla bu konser tüm ülke halkına rahatça, hiç çekinmeden sunulabiliyor. 

Rusya gibi Hıristiyan ülkelerde bile sapkınlık olarak ilan edilip yasaklanan eşcinsel gruplar bizim ülkemizde dindar olduklarını söyleyen insanların iktidar oldukları bir zaman diliminde sınırsız bir özgürlük içinde her türlü faaliyeti icra edebiliyor, iletişim araçlarını kullanarak sapkınlıklarının propagandasını yapabiliyor ve kendilerini topluma dayatabiliyorlar.  

O videoda gözüme çarpan ve beni kahreden bir görüntüden bahsedeyim. Bu eşcinsel insan müsveddesinin sözde konserine katılan kadınların içinde örtülü bayanlar da vardı ve bu örtülü bayanlar en önde ayak ayaküstüne atarak oturmuşlar, sanatçı müsveddesini alkışlıyorlardı. Ne acı bir durum değil mi? Kendilerini dindar kabul ettikleri ve buna inandıkları için başlarını örtmüş bayanlar dini ve ahlaki değerlerle savaş halindeki bir güruhun ahlak dışı konserini alkış tutarak izleyebiliyorlar.

Bu da Türkiye’nin başka bir fotoğrafı; içi boşaltılmış, gerçek dinle, dindarlıkla mücadele halinde olan, İslam düşmanları için zararsız, ruhsuz, yaptırım gücü olmayan, sözde kalmış, birkaç şekilden ibaret bir dindarlık… Ve bu dindarlık şekli gün geçtikçe yayılıyor, geniş kitleler tarafından normal karşılanır oluyor, hatta aksi yadırganıyor.

Namaz kılmayan, her tür ahlaksız dizi ve filmi rahatça izleyip, ahlak dışı konser ve etkinliğe katılmakta beis görmeyen, sevgili edinmeyi zamanın gereği bilen, ekonomik şartların dayatması savunmasıyla faize teslim olan bir dindar portresi…

Ah, ülkeyi ne hale getirdiniz! Size yönelik umutlarımızı yitirdik ne yazık ki. “Öz yurdunda öksüz, öz yurdunda parya” olmuş dindarların artık bu ülkede insanca yaşayacaklarını, hiçbir küstahın basit bahanelerin arkasına sığınıp dinlerine, değerlerine küfredemeyeceğini sanan bizler yanılmış olmanın acısını yaşıyoruz.

Çoğumuz savrulduk, kalanlarımız ise darmadağın ve dinlerini savunmaktan aciz; küstah saldırganlara feryatlarını duyuramayacak kadar zayıf. Bizi temsil iddiasıyla yirmi yıldır iktidarın nimetlerinden faydalananlar bunca tuğyan, bunca azgınlık, bunca sapkınlık karşısında derin bir sessizliğe gömülüp kıllarını kıpırdatmazlarken; yalan bir haber üzerinden dinimize, değerlerimize topyekûn saldırı başlatıp her tür ahlak dışı hakaret ve iftirada bulunan azgınların korosuna adeta destek mahiyetinde demeçler vermekten çekinmiyorlar. Onlara dur diyeceklerine, bu azgınları susturacaklarına, zulme uğrayan dindarların haklarını savunacaklarına, azgınları daha da cesaretlendiren açıklama ve girişimlerde bulunuyorlar. 

Bakın, ülkeyi ne hale getirdiniz? Ne zaman uyanacak, fırsat elden kaçmadan, iş işten geçmeden, ülke tekrar laikçi despotların insafına geçmeden harekete geçip yanlışlarınızı telafi edeceksiniz? Ayağınızın altındaki halının kaymakta olduğunu, inisiyatifin elden gittiğini görmüyor musunuz? Kardeşçe uyaranları hain ilan edip imkânlarınızdan nemalanan dalkavuklara kulak vermekle dönülmez bir yola girebileceğinizi artık anlayın!