İMAM HALİL KONAKÇI’YA SORUŞTURMA AHLAKSIZLIĞA TESLİM OLMAKTIR!
İmam Halil Konakçı, cami minberinden tüm namus ve iffet sevdalısı Müslüman halkın duygularına tercüman oldu. Artık tiksinti veren, isyan ettiren ahlaksızlık konusunda bu ülkenin insanlarını uyardı. Gerçekten bozulma, yozlaşma öyle artmış, ahlaksızlık, utanmazlık, hayâsızlık öyle yaygınlaşmış, iffet ve namus düşmanları öyle cesaret bulmuşlar ki büyük belaları, musibetleri bekler olduk.
Binlerce, on binlerce imam var, âlim var, vaiz ve hatip var bu ülkede. Dini temsil ediyorlar, bu dinin peygamberini temsil ediyorlar. Peygamberin varisi olma misyonunu temsil ediyorlar. Neden bu hayâsız akına karşı ciddi bir tepki çıkmıyor onlardan? Neden seslerini yükseltmiyorlar? Neden dindarlar dinsizler kadar cesur değil? Neden namus taraftarları namus düşmanları kadar yürekli değil?
Ey âlimler, hatipler, vaizler, din adamları, peygamberin misyonunu yüklenenler! Sesinizi çıkarın! Bu cesur imama, Halil Konakçı’ya sahip çıkın! Onun susturulmasına müsaade etmeyin! Böyle cesur yürekleri kimsesiz, yalnız bırakmayın! Onun ve onun gibilerinin namus ve iffet düşmanları tarafından linç edilmesine göz yummayın! Siz susuyorsanız, bari susmayanlara arka çıkın!
Binlerce yıl öncesinin meseleleriyle uğraşmayı, Müslümanlar arasında tefrika yaratacak tartışmalarla gün geçirmeyi marifet bilenler, şunu bunu tekfir edenler, kendisinden değil diye Müslüman kardeşlerini düşman belleyenler; gözlerinizi açın! Toplum elden gidiyor, gençlik elden gidiyor, ar, namus, hayâ kalmadı! Artık çarşı pazara çıkılmaz oldu. Caddelerde, sokaklarda yürünmez oldu. Kurtuluş savaşıyla övünenler; kurtuluş savaşında kovduğumuz düşmanlar, İslam’ın düşmanları çarşılarımıza, pazarlarımıza, hatta evlerimize hâkim oldular. Açın gözünüzü!
Bu ülkede hem namus düşmanlığı yapacaklar hem de bu namus düşmanlığına karşı çıkanları linç edeceklerse ve buna kimse karşı çıkmayacaksa, bir iki cılız sesin dışında herkes sus pus olacaksa; bunun adı topyekûn ahlaksızlığa teslim olmak demektir. Bu imam hakkında soruşturma açılacaksa ve böylece diğerlerine gözdağı verilecekse ve hiçbir tepki de olmayacaksa, dindarlığımızın ruhuna Fatiha okunmuş demektir.
Allah aşkına! Allah aşkına! Namus ve iffet, ahlak düşmanları kadar bari cesur olun! Feryat edin, halkınızı uyarın, insanlarınıza sahip çıkın, feryat edenlere destek olun! Bu çılgın gidişe dur deyin! Tebliğ ve uyarı vazifenizi yerine getirin! Cehenneme doğru hızla yuvarlanan halkınıza acıyın! Yazık değil mi bu toplumun, bu neslin, gençliğin düşmanın elinde oyuncak olması, onların çirkin emellerine hizmetkâr yapılmaları…
Bu gidiş hayra alamet değil… Allah’ı gazaplandıran bir gidiş… Musibetlere, felaketlere davetiye çıkaran bir gidiş…
Ahlaki çürümenin eşiğindeki bu ülkenin insanı toparlanmalı, kendine gelmeli, değerlerine sahip çıkmalı. Eğer çürüme, çıplaklık, iffetsizlik böyle devam ederse, duyarsız ve hissiz bir topluma dönüşürsek, yarın ülkemizi, topraklarımızı, dinimizi, kadınlarımızı, çocuklarımızı düşmanın vahşi saldırılarından koruyacak hiç kimseyi bulamayacağız. Hamasi nutukların, şehadet edebiyatının, vatan bayrak sloganlarının hiçbir anlamı kalmayacak.