FITRAT BOŞLUK KABUL ETMEZ
İfsat taraftarlarının çalışma ve çabaları gerçekten takdire şayan. Adamlar bıkmadan, usanmadan, yorulmadan çalışıyorlar. Bir proje bitiyor, diğeri başlıyor. Değişik adlar ve etkinlikler adı altında her gün onların bir saldırısı ile karşılaşıyoruz. Bir gün bakıyorsunuz bilmem neyin kutlaması bahanesiyle, konser adı altında saldırıya girişiyorlar. Başka bir gün üniversitelerde inek bayramı, mezuniyet kutlaması, gençlik şöleni maskesine bürünmüş olarak karşımızda görüyoruz ifsat yanlılarını… Yine panayırlar, festivaller, sinema günleri, edebiyat günleri, tiyatro günleri, falan günleri, filan günleri etiketiyle arzı endam ediyorlar.
Adamlarda günler, etkinlikler, festivaller, konserler bitmiyor. Parasal kaynaklar da bitmiyor. Onlar için kesenin ağzını sonuna kadar açanlar o kadar çok ki! Destekçileri o kadar çok ki! Adamlardaki gayrete ve samimi çabaya devasa parasal kaynak da eklenince ülke ifsat furyası altında hallaç pamuğu gibi savruluyor. İhlas küfürde de, zulümde de, ahlaksızlıkta da olsa semeresini veriyor. Çalışan kazanıyor.
Toplumu ihya taraftarları olanlar, toplumu Allah’la buluşturma, Allah yanlısı bir toplum inşa arzusunda olanlar, ahlakın ve edebin hâkim olduğu bir gençlik hayali kuranlar, onlar da en az ifsat taraftarları kadar gayret ve samimiyet sahibi olmalılar. Tepkisel davranışlar, münkerata yüksek sesle itiraz etmeler, çirkinliği deşifre elbette önemli ve yapılması gerek. Halk, ifsat taraftarlarının çirkin eylemleri konusunda bilgi sahibi olmalı, bilinçlenmeli. Ama bütün bunların yararı bir yere kadardır.
Münkerata, ifsada tepki ve düşmanlıkla birlikte alternatif eylemler, projeler, çabalar gerekmektedir. Fıtrat boşluk kabule etmez. Topluma, özellikle de gençlere, genç nesillere tatmin edici projeler sunmalısınız ki gidip ifsat edicilerin kapılarını çalmasınlar.
Düşmanın bugün en çok kullandığı yöntem sanat ve edebiyat yöntemidir. Düşman müziği, sinemayı, tiyatroyu, resmi, roman ve öyküyü çok etkili bir şekilde kullanıyor. Bu araçları ifsat ve ahlaksızlığın hizmetine sokuyor. Bu araçların gücünü kullanarak gençliğin nefsine, nefsani arzularına hitap ediyor. Bu yolla gençliğin nefsani duyguları ruhi duygularının önüne çıkıyor, bu ortamda nefis ruhu esir alıyor.
Müslümanlar da, ihya ve irşat yanlıları da, medeniyet ve ahlak savunucuları da bu güçlü silahları kullanmalı, bu konuda şeytanın dostlarından aşağı kalmamalı. Şeytanın dostları karşısında zayıflık göstermek, tembellik yapmak, yetenekleri harekete geçirmemek, zaaf sahibi olmak Allah dostlarına yakışmaz.
Sanat ve edebiyat, Allah’ın insanlara lütfettiği imkânlardır. Bu imkânlar iyilik yolunda kullanılmalı, en güçlü şekilde kullanılmalı. Sanat ve edebiyatın toplumlar, genç nesiller üzerindeki etkisi inkâr edilemez.
İhya taraftarlarının bu anlamda gösterdikleri çabaya güzel bir örnek son zamanlarda HÜDA PAR’a yakın kesimlerin düzenledikleri şölenlerdir. Bu şölenler çok faydalıdır. Bu tür şölenleri, etkinlikleri yaygınlaştırmalı ve herkesin ilgisini çekecek bir formata koymalı. Bu tür şölenler ifsat taraftarlarının sapkın proje ve programlarına güçlü birer alternatif olmalı.
Diğer İslami camialar da HÜDA PAR’ın takdire şayan çaba ve gayretlerine katkı sunmalı, ihya taraftarlarının sesinin gür çıkması için meydanda olmalı.
Türkiye Müslümanları bu güzel vatanın, asırlardır iyilere yurt olmuş bu mübarek toprakların şeytan ve dostlarının elleri altında bir ifsat ve sapkınlık merkezine dönmesini istemiyorlarsa, Allah’ın adının göklerimizde yankılanmasını arzuluyorlarsa gayret ve çabalarını birleştirerek bir ihya ve irşat seferberliği başlatmalıdırlar. Bu seferberlikte edebiyat ve sanat araçlarını en iyi şekilde kullanmalı, bu tür etkinliklere parasal kaynaklar aktarmalı, bu uğurda hiçbir fedakârlıktan çekinmemeli.