• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Biliyorum, okuyucularım bu başlığa şaşıracaklardır; öyle şey mi olur diye… Ama gerçekten ben gerici Körfez krallıklarının ve diğer diktatör Arap yönetimlerinin Siyonist çeteyle yakınlaşmasını, işbirliğini aşikâr etmesini hayırlı görüyorum. Nice şey şer gibi görünür ama aslında hayırdır. Ben inanıyorum ki bu şer gibi görünen süreci yüce Allah hayırlı sonuçlara tebdil edecek, bu kirli ittifak ümmet için hayırlara vesile olacaktır.

Daha şimdiden birçok analist, yazarçizer bu hayırlı sonuçlar üzerinde kafa yormakta, işin nereye varacağını tartışmaktadır. Uzun yıllardır bu konularla ilgilenen, tefekkür eden bir kalem olarak ben şahsen ihanet işbirliğinin en önemli hayırlı sonucunun ümmetin uyanış ve vahdeti olacağı inancındayım.

Naçizane, şahsen olabileceğine inandığım bazı hayırlı sonuçları sevgili okuyucularımla paylaşmak istiyorum. Her şeyden önce bu ihanet anlaşmaları İslam ümmetinin, Müslüman halkların başına bela olmuş bu gerici rejimlerin halk desteğini zayıflatacak, belki de yok edecek. Bu rejimlerin yüzündeki sahte maskeler düşecek. Başta Suudi olmak üzere bu rejimler, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve diğerleri Filistin davasını kullanarak halklarını uyutuyor, İslam’ın ve Müslümanların hamisi geçiniyorlardı. Perde gerisinde Siyonist çeteyle her türlü işbirliğini yapmalarına rağmen, halklarının huzurunda işgalci israil düşmanı görünüyor, böylece varlıklarını meşru bir zemine oturtmaya çalışıyorlardı.

Bu köksüz, Batı emperyalizminin vekilleri olarak İslam ülkelerine çöreklenmiş, işbirlikçi, hain rejimler, Kur’an’ın tabiriyle İslam’ın ve Müslümanların en azgın düşmanları olan Yahudilerle aynı safta, aynı cephede yer aldıkları için artık İslami değerleri, İslami sloganları kullanıp halklarını uyutamayacaklar. İslam adına, İslam mezhepleri adına diğer Müslümanlara savaş açamayacaklar. Şii Hilali, Sünni cephe gibi Amerikan aklının ürünü projelerle Müslümanların vahdetini bozamayacak, Batıya hizmet olan asıl amaçlarını gizleyemeyecekler. Allah’ın izniyle mezhepçilik kartını artık kullanamayacaklar.

Hatta milliyetçilik kartını bile artık kullanamayacaklar. Sadece dindarları değil, milliyetçi kesimleri de kandıramayacaklar. Arap topraklarını işgal eden, diğer Arap topraklarına da göz koyan bir çeteye hizmet eden hainleri hangi Arap milliyetçisi dost görür ki? Milliyetçi geçinip de milletlerine düşman olanların dışında…

Bu ihanet anlaşmasının diğer bir hayırlı sonucu İslam ümmetinin bağımsızlık yanlısı büyük devletlerinin yakınlaşmasını sağlamasıdır. Türkiye, İran, Pakistan ve diğer bağımsızlık yanlısı İslam ülkeleri bu ihanet anlaşmasının doğuracağı büyük tehditlerin farkındadırlar kanaatimce. Şimdiden bazı analistler sözde Arap rejimleri ile Siyonist çetenin ittifakının Türkiye-İran merkezli bir cepheyi doğuracağı yönünde fikir beyan etmektedirler. Ben bu cepheye Pakistan’ı da ekliyorum. Pakistan’ı tehdit eden putperest Hint yönetiminin en büyük hamisi Siyonist çete ve büyük şeytan Amerika çünkü… Bu ihanet şebekesi, özellikle de Suudi ve Birleşik Arap Emirlikleri her fırsatta Türkiye düşmanlığını ilan etmekten çekinmiyorlar. İran’a olan düşmanlıkları zaten belli…

Diğer bir hayırlı sonuç ümmetin ana davası olan Filistin davasının bir ırkın davası olduğu etiketinden kurtulup tamamıyla emin ellere geçeceğidir. Burada özellikle FKÖ önderliğindeki laik, solcu, Milliyetçi Filistinliler büyük bir yol ayırımına girmek zorunda kalacaklardır. Her şey aşikâr olduğu, yüzlerdeki maskeler düştüğü için… Şimdiye kadar kendilerine hami gördükleri güçler, Batılılar, Arap rejimleri onları iki tercihten birine zorlayacaklardır. Ya Siyonist çeteyi tanımak ya da gözden çıkarılmak… FKÖ artık ikili oynayamayacak. Ya gerçekten Filistin dostlarının safında yer alacak ya da Siyonist çeteye boyun eğip halkının gözünde ihanet şebekesinin bir unsuru olacak.

Bu ihanet anlaşmasının en hayırlı sonucu safların netleşmesi, berraklaşması, dost ve düşmanın aşikâr olmasıdır. Allah’ın izniyle bu durum İslam ümmetinin büyük uyanışına vesile olacak, asırlardır uyutulmaya çalışılan bu yüce ümmet gözlerini açacak, şahlanacak ve üzerine çöreklenmiş olan kan içici vampirleri, sülükleri, böcekleri silkip atacaktır. Başına bela olmuş hain rejimlerin, yapıların gerçek yüzlerini görüp onlardan kurtulmaya çalışacaktır.

Bu ihanet anlaşmasının inşallah en hayırlı diğer bir sonucu mukaddes beldelerin haini Suudi rejiminin çöküşü, Mekke ve Medine’nin kurtuluşu olacaktır. Bu ise Kudüs’ün kurtuluş mücadelesinin en önemli kilometre taşlarından biri olacaktır.