• DOLAR 34.61
  • EURO 36.607
  • ALTIN 2938.06
  • ...

Çoğu okuyucu kardeşimiz yukarıdaki başlığı niye attığımı merak etmiştir. Birçok okuyucu kardeş de tepki gösterip hemen milliyetçilik damgası vuracak. Ben bunları bildiğim halde bilinçli kullandım bu başlığı. Vicdan sahibi bazı dindar grup ve kesimleri vicdanlarına başvurmaya çağırmak istediğim için…

Ben elli yaşına basan bir kardeşinizim ve ortaokul yıllarımdan beri elhamdülillah İslami hareketin saflarındayım. Hayatımda en çok nefret ettiğim şey milliyetçiliktir, kavmiyetçiliktir. Çünkü hiçbir batıl ideoloji kavmiyetçilik kadar bu ümmete zarar vermemiş, hiçbir batıl ideoloji kavmiyetçilik kadar ümmetin düşmanlarına, emperyalist güçlere hizmet etmemiştir. Bugün ümmet vahdetten uzaksa, bölük pörçük bir halde dış güçlere kolay lokmalar haline gelmişse bunun en büyük vebali milliyetçilerin, kavmiyetçilerin boynundadır.

Gelelim yukarıdaki başlıkla vermek istediğim mesaja… Modern asırda sinema çok güçlü bir propaganda aracı olarak hayat sahnesinde yerini almıştır. Usta bir sinema filmi veya dizi yoluyla milyonlarca insana rahatça ulaşılabilecek ve milyonlarca insanı yönlendirebilecek bir zamanda yaşıyoruz. Bu anlamda iyilik ve hayır yolunda sinema sanatını kullanmak gerekmektedir. Ama bu sanatı bazı değerleri sulandırmak veya saptırmak yolunda kullanırsanız topluma ve toplumsal barışa, İslam kardeşliğine çok büyük zarar vermiş olursunuz.

Konuyu Ertuğrul dizisine getirmek istiyorum. Daha önce de bu diziyle ilgili bir yazı kaleme almış ve kendimce yapıcı gördüğüm bazı eleştirilerde bulunmuştum. Geçen Çarşamba günü dizinin bölüm başlığını görünce dayanamadım ve diziyle ilgili tekrar kaleme sarılma ihtiyacı hissettim.

Özellikle Dursun Ali Erzincanlı’nın diziye damgasını vuran dini mesaj yoğunluklu güzel kesitlerin varlığı dindar kesimin diziye olan ilgisini artırdı. Kabul etmek gerekir ki şimdiye kadar devlet televizyonu tarafından çekilmiş en güzel dizi olma özelliğini taşıyor Ertuğrul dizisi. Dindarların severek izlediği bir dizi…

İşte tehlike de burada başlıyor. Dini mesaj ağırlıklı bir dizide sen kalkıp din adına milliyetçiliği, kavmiyetçiliği kutsarsan, milliyetçiliğe dindarlık elbisesi giydirirsen bu halka en büyük zararı vermiş olursun. Ne yazık ki devlet televizyonu bunu yapıyor.

Bu ülkede milyonlarca Kürt, Arap ve diğer kavimlerden insan yaşıyor. Ama devlet televizyonu kalkıyor dini içerikli bir diziye, Osmanlı gibi ümmetçilik anlayışını kendine bayrak yapmış bir imparatorluğun kuruluşunu anlatan bir diziye bölüm başlığı olarak, “Allah Türk’e yar olsun!” cümlesini koyuyor ve dizi bitinceye kadar bu başlığı ekranda tutuyor.

Peki, bir Kürt yönetmen de kalksa çektiği filme, “Allah Kürd’e yar olsun!” başlığını koysa kim ne diyebilir? Veya bir Arap kalksa, “Allah Arap’a yar olsun!” dese onu eleştirmeye hakkımız olur mu?

Merhum Erbakan Hocamızın çok güzel bir sözü vardı, şöyle diyordu: “Sen kalksan ben Türk’üm çalışkanım, doğruyum desen Kürt kardeşim de kalkar ben de Kürd’üm ve daha çalışkanım, daha doğruyum der!”

TRT dini mesaj ağırlıklı dizilere milliyetçiliği bulaştırmakla neye hizmet ettiğini biliyor mu acaba? Emperyalist güçlerin, Amerika, israil ve uşaklarının Kürt kartını kullanarak İslam topraklarını parçalama stratejisi güttüğü böyle bir ortamda Türk milliyetçiliği yaparak aslında bu stratejiye hizmet ettiğini kim ona hatırlatacak?

Yukarıdaki başlığı atmaktaki amacım Türk Müslümanların vicdanlarının sesine kulak verip bu yanlışlara dur demek için harekete geçmeleridir. Kavmiyetçilik ümmete pahalıya patlamıştır. Sen kalkıp ‘Allah Türk’e yar olsun’ dersen elin diğer tarafı da kalkar ‘Allah Kürd’e yar olsun’ der ve sen hiçbir haklı itirazda bulunamazsın.

Ümmet olma, İslam kardeşliği potasında eriyip devasa bir güç olma imkânı var iken, düşmanın değirmenine su taşıyıp böl, parçala, yut stratejisine alet olmak ne için?