Değişmedikçe başarılı olamayız…

Sabah bilgisayar başına oturup haber sitelerini taradım… İngilizce, Arapça, Rusça ve tabii ki Türkçe… Hemen hemen dünyanın her bölgesinde neler işlendiğini, gündemin ne olduğunu her gün bakmaya çalışıyorum… Bu arada söz edilmişken söyleyeyim, farklı dilleri bilmek güzel bir şey. Hz. Peygamberimiz de yanılmıyorsam tavsiyede bulunmuş… Neyse, dönelim yazımıza. İşte her sabah haber sitelerini tararken bir fikir geldi aklıma … Haberlerini farklı bir bakış açısıyla okumaya başladım… Sokakta yaşananlar ve haber sitelerinde gösterilen manzaraları karşılaştırmaya çalıştım… Haberlere bakıyorum, sanki yarın üçüncü dünya savaşı başlıyor… Bizim mahallede ise amcalar artan maaşlarını konuşuyor, gençler ise başı boş hiçbir şeyden habersiz geziyor… Halk Ekmeğin önünde sıra yok, zaten eskisi gibi güzel ekmek de çıkmıyor… Ekmek de ekmeğe benzemiyor… Dönüyorum haberlere bakıyorum, İsrail Lübnan’a giriyor… Kıyamet silahlarını hazırlamışlar… Suudi Arabistan Gazze’ye asker gönderelim diyor… Hemen dışarıya çıkıyorum bakıyorum bizim mahallede hareket yok… Amcalar yine camiinin önünde oturuyor marketlerdeki çürük meyve ve sebzeden bahsediyor. Hakikaten, eskiden marketlerimizde güzel sebze ve meyve olurdu… Şimdi güzel mal yurtdışına, çürük mal halkımıza! Dönüyorum akşam manşetlere bakıyorum Biden sert çıkış yapmış yeniden Başkan olacağım diyor… İsrail’e yeter demiş… Rusya nükleer silahlarıyla tehdit ediyor… Fransa’da iç savaş çıkacak… İngiltere’de solcular seçimlerini kazanmış… Avusturya’yı iki golle yendik! Maşallah! Daha önce ne hiç aklımıza gelmemişti ki… İsrail’e de bir iki gol atsak ve yensek, ne güzel olurdu… Neyse… Yatsı namazına çıktım, bizim amcalar kehanette bulunuyorlar ve artan maaşlarıyla kiraların da artacağını söylüyorlar… Gençler camide yok hemen yanındaki kahvede Avusturya’yı konuşuyorlar, adeta Avusturya’yı fethetmişiz ve Viyana’yı almışız! Biden’den amcaların haberi yok… Nasıl bir tepki verir acaba diye Cami İmamıza söyledim… Hocam, Biden seçimlerden çekilmiyormuş, söylentilere sert tepki verdi, ne dersin sizce kazanır mı, dedim! Hangi Biden!? Nerde, kim o!? Hemen yanımızdaki arkadaş, Amerika’nın başkanını soruyor Hocam deyince… Haa evet! İsrail’e yardım eden değil mi? Allah onu kahretsin, dua edelim kazanmasın inşallah, dedi… Yani, Biden kazanmasın, Rusya kazanmasın… Onlara İslam’ı tebliğ etmemiz lazım… Putin zaten ara sıra ayet ve hadis okuyor, kendisini müellefe-i kulûb’den yaptık zaten, zekattan pay da vermemiz lazım! Dönüyorum eve… Sabah yine manşetlere bakıyorum, İslam Memiş’ten altın uyarısı, Sudan acil yardım bekliyor, Bakan Bolat’tan destek paketi, Türkiye’ye 60 milyar dolar geliyor, Özel Şam’a gidiyor… Niye gidiyorsun? Ne işimiz var Şam’da!? Üçüncü dünya savaşında ve Lübnan’da savaş başladığından haberi yok zavallının bir de Lübnan üzerinden Şam’a gidecekmiş! Çıkıyorum mahalleye bizimkilerin dünyada olanlardan haberi yok… Mustafa amca mahkemem vardı, diyor… Ne oldu, dedim… Kiracım çıkmıyor şerefsiz… Bir sene geçti mahkemelerde geziyorum… Şerefsizim bir daha AK partiye oy vermem, diyor! Yani uzatmayacağım… Benim deneyim başarısız oldu zaten… Manşetlerde kıyamet kopuyor, mahalledekiler sakin sakin yerel, yöresel, kültürel, finansal ne bileyim basit işleriyle dertlenmişler onları bile çözemezken bu dünyanın haline ne yapsınlar… Bir zamanlar da Ahmet Davutoğlu Halep’te namaz kılmaya az kaldı demişti! Bir arkadaşımın lafını hiç unutmam, şuna bak İzmir’i CHP’den alamayan Halep’i almaya çalışıyor, demişti… Hiç değişmedik ve değişmeyi de düşünmüyoruz… Boş manşetlerle bu iş olmaz… Halka inelim ve halk ile birleşelim. Yöneticiler değişirse halkın da değişeceğine inanıyorum… Gazze’ye selam, direnişe devam!