• DOLAR 32.64
  • EURO 35.382
  • ALTIN 2477.046
  • ...

Savaş sanatını anlatmaya çalışmayacağım. Ancak, bugün savaş birilerin olmazsa olmazları arasında yer almaktadır.

Barışı istiyorsan savaşa hazırlık yapın demişler. Çok doğru söylenmiş bir söz. Bu sözü söyleyenler ciddi tecrübe edinmişler ki bu neticeye gelmişler…

Savaşın iki rengi var derler, biri kırmızı kan rengi, diğeri siyah – ölüm, matem, kül… Modern dönemde savaşa yeni bir renk daha eklendi… Bu da yeşil – dolar rengi… Zamanımızda savaşlar ticaret olarak yapılıyor…

Büyük devletlerin dini olmaz… Kendi içinde tüm dinleri barındırır… Din özgürlüğü altında bunu başarmışlar. Örneğin, bir Batı ülkesinde ismi hiç önemli değil camiyi, kiliseyi ve sinagogu yanyana görebilirsin…

Bunu yüksek ahlaki değerlere binaen başarmadılar… Bunları sadece para aklamak için kullanıyorlar. Çünkü kiliseler, sinagoglar ve camiler vergiden muaftır…

Batı’nın, insani sandığınız tüm işlerinde mutlaka maddi bir çıkar bulmak mümkündür… Düşünün… Bir insanın hayat gayesi sadece para kazanmak ise bu insanın sabahtan akşama kadar yapacağı tek şey para kazanmanın yollarını aramak olacaktır. Dolayısıyla, Batı varoluşu boyunca hayatının her merhalesinde özne olarak düşüncelerin derinliklerinde saklı değer hep para olmuştur. Bugün düşüncelerini ne kadar gizlerlerse gizlesinler her şey apaçık ortadadır.

Batının keşfettiği okyanuslar, denizler, kıtalar medeniyet uğruna veya ilmi çalışmalar için değil, para uğruna yapılmıştır. Tarihin her döneminde zenginlik elde etmek için işgal savaşlarını yürütmüşlerdir. Bugün hala aynı minvalde hareket ediyorlar.

Modern savaşlarda taktiğini değiştiren Batı eskisi gibi işgal ettikleri topraklardan köle devşirmiyor. Çünkü insanlar değişmiş, işgaller eskisi gibi artık kolay değil. Fakat dünyanın çeşitli bölgelerinde oluşturduğu kaoslar ve savaşlar neticesinde ihtiyaç duydukları ucuz işçiliği mülteci adı altında milyonlarca işçi elde etme imkanlarını buluyorlar…

İkinci dünya savaşından bu yana Batı kendi topraklarında savaşmamıştır. Ancak, savaşı hiçbir zaman gündeminden çıkarmamıştır ve her zaman savaşa hazırlanmışlardır. Savaş teknolojilerini geliştirmişler ve her çeşit silah üretmişler ve üretmeye devam ediyorlar… Ürettiği silahlarını bir şekilde denemek ve pazarlamak için kullanılması gerekiyor. Bunu maketlerde deniyorlar fakat gerçek savaşta denenmesi lazım. Özellikle kendilerine güç yetirmeyecelerine kanaat getirdikleri bölgeleri seçiyorlar ve orada suni savaşlar çıkarıyorlar… Savaş çıkarırken kullandıkları yöntemler arasında din, demokrasi, özgürlükler gibi terimler vardır… Kim neyi yutarsa onunla başlarlar… Çıkardıkları savaşlarda yeni silahlarını denerler ve görücüye çıkarır, reklamını yaparlar. Sonra o silahlarını satarlar. Fakat satın aldığınız o silahları onlara karşı asla kullanamazsınız. Uzun menzilli füzeler kısacası ağır silahlar üretici ülkenin silahlı kuvvetlerine karşı kullanılmıyor, öyle tasarlanıyor. Bu silahları sadece Ortadoğu’da, Afrika’da, Uzak doğuda, Orta Asya’da, Kafkaslarda kullanabilirsiniz…

Tüm bu silah endüstrisini siyonistler kontrol ediyor. Onların kontrolünde olmayan silah üreticilerine karşı özel şirketler veya ülkeler olsun fark etmeksizin ağır ekonomik ve siyasi yaptırımlar uyguluyorlar. Dolayısıyla, bugün yapılan savaşları durdurmak için o savaşı başlatanlara karşı aynı silahlarla karşılık vermedikçe bu savaşlar durduramayız. Çünkü onlar sabah işe gider gibi bu savaşları yürütüyorlar. Onların işini bozmadıkça o işe devam ederler. Savaş yalnızca savaşla yok edilir. Gazze’ye selam, direnişe devam!