Devamlı Sürgünde Yaşayanlar…
23 Şubat Çeçen-İnguş halkının sürgün gününün 80. yıl dönemiydi. Çeçenistan’da ve İnguşetya’da ve diğer Çeçenlerin bulunduğu tüm ülkelerde 80. Yıl dönemi münasebetiyle programlar yapıldı. Sürgünde Çeçen-İnguş halkının yaşadığı ve çektiği acılar anlatıldı… Ölenler için Kur’an okunarak dualar edildi… Her sene 23 Şubat günü Çeçen-İnguş Halkı bu büyük acı gününü hatırlayarak programlar yapar… Bu güzel bir davranış… Geçmişini unutanın geleceği tehlikede olur… Sovyetler Birliği 1944’te Nazi Almanya’sı ile savaşırken Stalin’in emri ile tüm Çeçen-İnguş Halkı, Kazakistan ve Kırgızistan steplerine sürgün edildi… Çeçenler yıllarca Stalin’i lanetleyip durmaktadır… İşte bu hatalı bir davranıştır… Stalin çoktan ölmüştür ve hak ettiği cezasını mutlaka bulacaktır… Asıl yapılması gerekenler bu sürgünden ders çıkarmak olacaktı. Ancak, ders çıkarılmadı… Çeçenler yine sürgün yaşıyor… 2000 yıllarında Kremlin’in başlattığı işgalden sonra Çeçenistan’ı terk etmek zorunda kalan Çeçenler, İstanbul’da 1944’te yaşanmış sürgün gününün yıl döneminde bir araya gelip sürgünde ölenleri andılar… Fakat kendileri de sürgünde olduklarını unutmuş gibilerdi… Çünkü 1944 sürgününden ders çıkarmadılar… Bir zamanlar Pakistanlı bir âlim ile Çeçenistan konusunda epey sohbet etmiştim… Şöyle bir cümle kurmuştu… Filistin özgürleşinceye kadar Çeçenistan’ın özgürlüğünden bahsetmek zor ve yanlış olacaktır… O zaman gerçekten onu anlamamıştım hatta biraz da darılmıştım ona… Ama bugün gayet iyi anlıyorum… 1944 Çeçen sürgünü, Kırım-Tatar sürgünü hepsi Filistin ile alakalıdır… Avrupa’daki Yahudileri göndermek için bir yer arayan Siyonistler önce Stalin’e Almanlara karşı yeni bir cephe açmak ve yardım için karşılığında Yahudiler için toprak istemişlerdi… Rusya’nın toprağı bol, 200-300 bin Yahudi mülteci için yer aranıyordu… Stalin’den Kafkasya’yı istediler… Hep bağımsızlık için ayaklanan Çeçenlerin toprakları uygun görüldü… Siyonistler önce onaylayıp Çeçenleri sürgün ettikten sonra o topraktan vazgeçtiler… Hikaye uzun… Sonra Filistin’e yöneldiler… Dolayısıyla, Stalin’in korkunç kararının ortağı Siyonistler idi… Bugün Filistinliler de aynı Çeçenler gibi dünyanın her ülkesinde mülteci durumunda yaşıyorlar… Mülteci olan Yahudiler ise Filistin’de sahipler gibi oturuyorlar… Gazze yanıyor, Filistin’in tüm toprakları Siyonistlerin işgali altında… Çeçenlerin tüm toprağı Kremlin’in işgali altında… Bugün Gazze’de yaşananların aynısı 1994-96 ve 2007 arası Çeçenistan’da yaşandı… Dünyanın gözü önünde Çeçenler katlediliyordu… 45 bini çocuk olmak üzere 350 bin Çeçen katledildi… Yine aynı mitingler, yürüyüşler, boykotlar yapılmıştı… Bugün Gazzeli kardeşlerimize toplanan yardımlar Çeçenler için de toplandı… Fakat ne Rusya’dan hesabı soruldu ne de uluslararası platformdan Rusya dışlandı… Tam tersi Rusya’ya yardım edildi… Kimse Rusya ile ilişkilerini bozmak istemedi… Bugün aynısı İsrail’e karşı yapılmaktadır. Kimse israil terör devleti ile ilişkilerini bozmak istemiyor, aksine yardımcı oluyorlar… Tüm sürgünlerin sorumluluklarını Stalin’e, Putin’e ve Netanyahu’ya yükleyip arkadaki Siyonistleri görmezlikten gelirsek bu sürgünleri durmadan hep yaşayacağız… Bizler olay bitince hiçbir şey yaşamamışçasına unutup yaşamaya devam ediyoruz… Yaşanan olayların sorumluları kişilere ders vermiyoruz, hesap sormuyoruz… Afganistan ve Irak katliamını yapan Bush emekli olmuş rahatça hayata devam ediyor… Fakat İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudileri katledenleri Siyonistler teker teker öldürdü… Neden bizim böyle intikam alma ve ders verme gibi bir mekanizmamız yok… Fazla uzatmak istemiyorum… Yaşanan ve yaşadığımız sürgünleri aklıselim ile ele alıp bir daha yaşanmaması için bir yol çizilmedikçe durmadan sürgünleri yaşayacağız… Bugün Gazze’nin İslam ümmeti için en önemli davası olması gerekiyor… Bu ümmetin ortak programı ne zaman olursa işte o zaman adam oluruz… Sürgünde hayatını yitiren tüm Müslümanlar için Allah’tan rahmet diliyorum. Gazze’ye selam, direnişe devam…