• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

İngiliz ‘The Economist’, Basra Körfezi'ndeki birçok Arap rejiminin HAMAS'ın yok olmasını istediğini yazdı. Bu aslında bir sır değildir. Zengin Arap rejimlerinin Filistin'i hızla unutmak istedikleri gerçeği, sözde Amerikan-israil "İbrahim Anlaşmaları" planını kabul ettiklerinde açıkça ortaya çıkmıştır.

Bu rejimler, aynı zamanda kanayan yaramız Gazze ile ilgili gerçek niyetlerini tam olarak ortaya koymaları halinde kendi ülkelerindeki “Arap sokağının” gazabından hâlâ korkuyorlar. Müslüman ülkelerdeki yönetim rejimleri de maalesef Batı dünyası kadar ikiyüzlüdür. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Devletleri Birliği'nin (LAS) geçtiğimiz günlerde Riyad'da yaptıkları zirvede (İİT), Batı'nın Filistin'deki çifte standartlarını kınadılar.

Aynı zamanda Müslümanların katili olan kasap Esad da zirveye resmen davet edildi. Yıllarca süren katliamlarda israil'in katlettiğinden çok daha fazla Müslümanı öldürdü. Esad liderliğindeki rejimi, 300 binden fazla Müslümanı öldürdü ve bunlardan 23 bini çocuk. Mısır ise Gazze kuşatmasını kırmamakla kalmadı, aynı zamanda israil'in bu kuşatmayı neredeyse 20 yıl boyunca sürdürmesine de yardımcı oldu. 2022'de Arap rejimleri israil'den 3 milyar dolar üzerinde silah satın aldı; bu, israil'in toplam silah ihracatının %25'ini oluşturuyordu. Arap rejimleri Yahudilerden en büyük silah alıcılardır… Bugün bu Arap liderler, Gazze'deki Filistinli çocukların katledilmesinden çok, kendi ülkelerinde oluşabilecek duyarlı Müslüman halk öfkesi tehlikesiyle ilgileniyorlar.

Bu nedenle Suudi Arabistan'da tutuklama cezası altında, Filistin'i destekleyen her türlü sözlü açıklama ve yürüyüş yasaktır. Sadece bu değil, hatta Mekke'deki Mescid-i Haram'da Filistin'e destek için yüksek sesle dua okuyanlar bile hemen gözaltına alınıyor ve hapse atılıyor. Riyad'daki zirve boş laflarla sona erdi. Katılımcıları Gazze'deki Filistinlilere silah sağlamayı reddettiler (ordularını göndermek hiç tartışılmıyor ve gündemde bile değil).

Arap liderleri, 1973’te Kral Faysal'ın (OPEC ülkeleri) israil'i destekleyen Batılı ülkelere petrol ablukası uygulayıp ABD ile Batı'yı kendileriyle hesaplaşmaya zorladığı gibi, petrol ambargosu uygulamayı da reddetti. İsrail'e ekonomik ve diplomatik yaptırım uygulanması önerisini bile reddettiler.

Bu Arap liderlerin anlamsız toplantısına Çocuk katili Netanyahu noktayı koymuştu. Netanyahu kaba bir şekilde Arap liderlerini uyararak sessizce oturmalarını tavsiye etti, Netanyahu bu "sizin çıkarlarınıza" uygun, dedi. Daha da insanı şaşırtan şey Suudi Arabistan'da yani kutsal topraklarda utanç verici büyük ölçekli eğlence programları oldu. Bu programlar Suudi Arabistan'ın fiili hükümdarı Veliaht Prens bin Selman'ın emriyle sözde Bin Selman'ın Batı kültürünü Suudi toplumuna tanıtma ve İslam'ın etkisini zayıflatma planının bir parçası olan "Riyad festival sezonu" dur…

Gazze'de Filistinli çocukların katledilmesinin arka planındaki neşe, yeni zengin Arap rejimlerinin korkaklığının ve Filistin'e ihanetinin sembolü haline geldi. Şimdi, Arap liderleri bu haldeyken Ortadoğu’da nasıl bir siyaset izlenmeli bilemiyorum… Tüm Arap ülkelerini alırsak bir İspanya etmiyor… İspanya Başbakanı daha duyarlı ve daha insani olarak davranıyor… İran’ı ve Türkiye’yi burada konuşmak bile istemiyorum… Biz boykot uyguluyoruz ama devletler hala ticarete devam ediyor… Ne oluyor kestirmek çok güç mitingler de azaldı… HAMAS bundan sonra ne yapacak, gerçek anlamıyla kim Gazze’ye destek verecek merak ediyorum… Tüm kırmızıçizgileri geçen israil ve ABD’yi kim durduracak merak ediyorum… Gazze’ye selam, mücadeleye devam…