Rusya çöküyor mu yoksa çökmüyor mu...
Rusya’da hükümet yanlısı ya da hükümet karşıtı bir kamuoyu oluştu; çoğunluk Batı’nın uyguladığı yaptırımların sonuçlarını çok az anlıyor. Bazıları hemen hemen her şeyin olduğu gibi kalacağını, bazıları ise her şeyin yakında çökeceğini umuyor. Büyük bir kesim ise Kremlin’in çökmesini istiyor; ama dile getirmekten korkuyor...
Kısaca Rusya'ya yönelik yaptırımların özünü şu şekilde tarif edebiliriz: Şöyle düşünün, kaplanın dişlerini ve pençelerini çıkarıp ve sonra onu bir hayvanat bahçesine gönderdiler. İşte, Rusya’ya yapılanların özeti kısaca budur... Bu durumdaki bir kaplan uzun süre yaşayabilir. Doğal koşullarda yaşadığından bile daha uzun yaşayabilir; ama tehlikeli olmayacak...
Rusya'nın temel ana bileşenleri var: Gıda ve enerji. Bu bileşenler Rusya’da açlığın ve donmanın ortaya çıkmasına izin vermeyecektir. Ayrıca, değişik metaller, orman, tatlı su ve diğer temel hammaddeler de vardır. Fabrikalar ve entelektüel sermaye gibi birikmiş birçok üretken bileşen vardır. Tabii ki, modern üretime vedalaşmış olacaklar, ancak tuvalet kağıdı ve aspirin gibi yirminci yüzyılın ortaları seviyesindeki ürünler üretebilecekler.
Rusya tamamen dünyadan kopmayacaktır, sınırlı olsa da ve en modern olmasa da paralel ithalat için (Türkiye, Çin, Hindistan gibi) bir ülkeler zincirine sahiptir. Bu ülkeler de Rusya ile her türlü pazarlık yapacaklar ve Rusya’dan koparabilecek her şeyi koparmaya bakacaklardır.
Bu nedenle, Batı’nın istediği gibi elbette, Rusya'nın çöküşü olmayacak. Ancak yine üst düzey yetkililer, Şubat 1917'de ve 1989-91'de olduğu gibi, her şeyi kendileri Batı’ya teslim etmezlerse. Her zaman olduğu gibi bu durumdan sorumlu olanlar halk değil, en yüksek otoritelerdir.
Ancak, Batı’nın uyguladığı yaptırımlar, Rusya’nın yoğun kalkınmasına tamamen son verdi. Bunlar yukarıda söylediğimiz gibi bir kaplanın çıkarılan dişleri ve pençeleridir. Küba, Kuzey Kore ve İran otuz yılı aşkın süredir yaptırımlar altında yaşıyor. Fiziksel hayatta kalma anlamında yaşıyorlar, gelişim söz konusu değil. Kitlesel açlık ve salgın hastalık yok ve Rusya’dan daha kıt kaynaklara sahip. Ancak bu ülkeler için zaman ters sırada ilerliyor. Bazıları için gelecek yıl 2023 olacak ve onlar için 1940, hatta 1899 olacak. Batı’nın yapmak istediği de budur...
Rusya'ya yönelik mevcut yaptırımların amacı, onu bir hayvanat bahçesine kilitlemek. Elbette Rusya’nın nükleer silahları var. Bu nedenle Batı, Rusya'yı kendi medeniyetlerinin çeperinde tutan tüm kabloları tamamen kesmeyecek. Dahası, Batı, Rusya ile daha önceki ilişkilerin pratiğinden, Rusya'nın üst düzey yetkililerinin tarihsel olarak her zaman yozlaşmış satılık olduğunu da gayet iyi biliyor. Önümüzdeki dönemde Yeltsinistleri yani komünizmi bitiren Yeltsin taraftarlarına benzeyen yeni bir oluşumunu bekleyecek. Bu bekleyiş bir veya otuz yıl uzayabilir, ancak zaman Batı için çalışıyor. Gayet iyi anlayan, dişleri ve pençeleri olmayan Rusya çok sinirli olabilir ve bazen saldırganlık gösterebilir. Yeniden dişlere ve pençelere sahip olabilmek için çırpınıp duracaktır... Fakat, eski Rusya asla olmayacak, yeni çıkan dişler ve pençeler eskisi gibi sert ve ölümcül olmayacaktır. Rusya şu anda, Türkiye’de bir zamanlar bakanlık yapmış ve Ankara’da Kızılay’da gezip insanlardan “sayın bakanım” diye iltifat bekleyen birine benzemektedir...