• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Kocasıyla aynı İslami düşünceye sahip olmadıkları için aralarında bir takım problemler olduğunu söyleyen okuyucumuz şöyle diyor:

“Dört yıldır evliyiz. Bir çocuğumuz var. Eşim de ben de farklı üniversitelerden mezunuz ve uzak şehirlerde otururken bir vesile ile evlendik yani akraba ve aynı köylü filan değiliz. Ben lise ve üniversitede Risale-i Nur okuyordum ve çevrem de öyle idi. Evlendikten sonra da bu şekilde devam edeyim istedim. Ancak eşimin kendisi de beraber hareket ettiği arkadaşları da, bizim bu eserleri okumamıza çok karşı çıkıyorlar ve çok ağır sözlerle kötülüyorlar. Bu konuda sürekli tartışıyoruz, benim sohbetlere gitmeme de izin vermiyor. Kendi gruplarının da bayan sohbetleri var, ama onların da fikirleri benim düşünceme çok ters, o yüzden ben de oraya gitmiyorum. Eşimin, kardeşleri, bacıları da onun gibi düşünüyorlar, çoğu defa benim yanımda okuduğum esere ve müellifine hakaret ediyorlar. Bazen kendimi tutamıyorum, sinirleniyorum ve öfkemden onların fikirlerini eleştiriyorum. Bu sefer de, kocamla kavga ediyoruz. Bu şekilde nereye kadar gider, ne olur bilemiyorum. Halimiz çok iyi değil.”

Evlenmeden önce bu örnekteki gibi bazı konuların muğlak bırakılması veya, bu konuda, iki tarafın da diğerini kendi düşüncesine yaklaştırma niyeti ile çok üzerinde durmamaları, ilerde bu türden sorunlara yol açabilir.

Bir alime ve eserine hakaretin mazur görülecek tarafı yoktur. Okuyucumuzun tepkisi de bu bakımdan normaldir. Hakkaniyet ise sadece sizin takip ettiğiniz alim ve eserine değil, tüm alimlere ve İslami kaynaklara sahip çıkmanızdır.

Eskiden bu sorun, eşler arasındaki mezhep farklılığı ile ilgiliydi. Kadın, Hanefi mezhebinden, kocası Şafii mezhebinden ve az da olsa değişen hükümlerde mezhebinden taviz vermek istemeyen kadının şikayetleri ile ilgili yığınla izah var.

Kadının kocasına tabi oluşu, kocasının mezhep, meşrep, cemaat, tarikat, grup, düşünce, mürşid ve çevre gibi sosyal aidiyetine de tabi olması anlamına gelmez mi sorusuna hemen evet diye cevap vermek çok isabetli değildir. Çünkü kocasının bağlı bulunduğu kişiler bozuk, sapık ve hastalıklı bir fikre müntesip olabilirler. Bu durumda kadının, kocasına itaatini, meşru sınırları aşmayan çerçevede konuşmak gerekecektir.

Kadının, kocasıyla arasında ihtilafa neden olan böylesi fikri konularda diretmesi, gerginliği artırıyorsa faydasızdır, gereksizdir.

Burada bir parantez açıp ihtilaf mefhumuna değinmekte fayda var. İmam Beyhakî`nin İbni Abbas(ra)`tan naklettiği Hadis-i Şerifte Resulullah(sav) şöyle buyurmaktadır: “Ashabın ihtilâfı sizin için rahmettir.”  (El-Aclûnî, Keşfü`l-Hafâ 1/64; El-Münâvî, Feyzü`l-Kadîr 1/210-212)

Hadis âlimleri, hadiste zikredilen ihtilaftan maksadın tafsilat/detay konular olduğu ve buna da ictihad denileceğinde ittifak etmişlerdir. Nitekim Ömer bin Abdülaziz(rh) şöyle der: “Ashab-ı Kiram ihtilâfa düşmedi.` sözü hiç hoşuma gitmiyor. Zira onlar ihtilâf etmeseydi hiçbir meselede ruhsat çıkmazdı.”

Her insan ayrı bir alem olup müstakil bir akla, kalbe, ruha, nefse ve bedene sahip olduğundan İslam`ın temel hükümleri dışında ayrıntıların farklı yorumlanması fıtridir, normaldir, yaratılışın gereğidir.       

“Göklerin ve yerin yaratılışı, dillerinizin ve renklerinizin farklılığı da O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için ibretler vardır.” (Rum 22) Bu ayeti kerimede de farklılık için ‘ihtilaf` kelimesi kullanılmıştır.

O halde ihtilaflarımız; hayatın renklenmesi, kolaylaşması, lezzetlenmesi ve kalitesinin artması içindir. Yoksa herkesin kendisi gibi düşünmeyen diğer Müslümanları reddetmesi, öteki görüp terketmesi hatta hakaret etmesi vebaldir, haksızlıktır, dünya ve ahirette azaptır.

Şimdi okuyucumuz, evvela kocasının fikrindeki bayanların sohbetine iştirak etmeli ve ortak noktalarda kendisi de azimle çaba göstermelidir. Kocasının Risale-i Nur`la ilgili yaklaşımını tahrik edici tutumdan uzak durmalıdır.

Kocasının gerek kardeşlerine, gerekse çevresine kendi okuduğu eser ve alimle gitmek, hoş karşılanmıyorsa, onlara Allah`ın Kitabı ve Peygamberinin Sünnetiyle gitmelidir.

Dua bekleriz.